29 Temmuz 2012

Hepatit’in ABC’si…

HEPATİT... Son yıllarda adını kanser ve AIDS’den sonra en çok duyuran hastalık… Vücut sıvıları, kan ve korunmasız cinsel ilişki ile insandan insana bulaşan bu hastalık; tedavi edilmezse siroz, karaciğer yetersizliği ve daha pek çok hastalığa yol açarak dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor.

Hisar Intercontinental Hospital Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ramazan Gözüküçük , Hepatit’in ABC’sini anlattı.
Bulaşıcı sarılık veya tıp dilinde viral hepatit, virüslerin oluşturduğu, karaciğerin yaygın iltihabi hastalığına verilen isimdir. Virüslerin dışında, ilaçlar, toksik maddeler ve alkol de hepatite neden olur. Hepatite neden olan başlıca virüslere alfabenin harfleri verilmiştir.

Bunlardan en önemlileri:

Hepatit A: Hepatit A virüsünün neden olduğu hepatittir. Yaklaşık %99'u kendiliğinden ve tam olarak iyileşir, kalıcı karaciğer hasarı oluşturmaz. Bir kez geçirildiği zaman tekrar etme şansı çok düşüktür.
Hepatit B: Hepatit B virüsünün neden olduğu hepatittir %15-25 oranında karaciğerde kalıcı hasara neden olan virüs; bunun bir sonucu olarak taşıyıcılık, karaciğer sirozu, karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği ve ölümü de beraberinde getirebilir.
Hepatit C: Hepatit C virüsünün neden olduğu hepatittir. Yaklaşık %80 oranında ilerleyerek kalıcı karaciğer hasarı,  karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri oluşturma riski yüksektir.

Hepatit nasıl bulaşır?

Hepatit A, virüsü taşıyan dışkı ile kirlenmiş su ve besin maddelerinin (sebze ve meyveler) ağızdan alınması ile bulaşır. Bulaşmada ellerin rolü büyüktür. Virüs ellerde saatlerce canlı kalabilir. Okullardaki sıra ve kapı kolları, tuvaletlerdeki musluklar virüs taşıyan dışkı ile kirlenebilir. Buralardan eller aracılığı ile ağızdan bulaşma daha kolay ve yaygın olur.

Hepatit B ve C, kan ve vücut sıvıları ile bulaşır. Buradaki temel mekanizma, virüsle bulaşmış kan ya da vücut sıvılarının, yeni bir kişinin dolaşım sistemine bulaşmasıdır. Bu nedenle diş çekimi gibi tıbbi girişimler, kan nakilleri, cinsel ilişki başlıca risk faktörlerini oluşturur. Hepatit B’de cinsel yolla bulaşma ön planda iken; Hepatit C’de kan yolu ile bulaşma ön plandadır.

Kan ve vücut sıvılarındaki hepatit B virüsünün bulaşıcılığı AIDS'e neden olan HIV virüsüne göre 100 kat daha fazladır. Bu nedenle hepatit B'li kişilerin cinsel partnerleri mutlaka güvenli seks için önlem almalı (prezervatif kullanımı gibi) ve en önemlisi aşılanmalıdır.

Hepatitli bir hasta ziyaret edildiğinde nelere dikkat edilmelidir?

Hepatit B ve C geçiren kişiyi ziyaret etmek veya taşıyıcı olan biriyle sosyal ilişkiler güvenlidir; çünkü bu virüsler gündelik el sıkışmak, kucaklaşmak, sarılmak, öpmek gibi olağan temasla bulaşmaz.

Ülkemizde yaygın bir hastalık mıdır?  Hepatit virüsü taşıyıp taşımadığımızı nasıl anlarız?
A ve B virüsleri ile oluşan bulaşıcı sarılıklar ülkemizde çok yaygındır. Türkiye'de, üniversite çağına gelmiş gençlerin %80-90'ı, Hepatit A’yı farkında olmasalar bile, çocukluk çağında geçirmişlerdir. Hepatit geçiren kişide bazen hiçbir bulgu olmayabilir. Özellikle, çocukların büyük çoğunluğunda ve yetişkinlerin de bir kısmında sarılık ortaya çıkmayabilir veya silik kalabilir. Çocuklarda belirtiler daha hafif ve kısa süreli olduğu için özellikle küçük yaş grubundaki çocuklarda hastalık teşhis edilmeden geçip gidebilir. Bazen de ateşten eklem ağrılarına kadar varan ciddi bir tablo oluşabilir. Ancak sıklıkla görülen belirtiler;
• Halsizlik
• İştahsızlık
• Karın ağrısı
• Bulantı
• Cilt ve göz renginde sararma
• İdrar renginde koyulaşmadır.


Tanı nasıl konur?Hepatitlerde kesin tanı kan testi ile konulur. Bu nedenle hepatitten şüphelenilen bir durumda hiç vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Hepatitin tedavisi Akut hastalıkta özel bir tedavi yoktur. Bazı hastaların, hastanede yatarak tedavi olmaları gerekebilir, serum ve diğer ilaçlar kullanılır. Hastaya sindirimi kolay yiyecekler verilir. Yağı az yiyecekler önerilir. Üzüm, bal gibi glikozdan zengin besinlerin mönüde yer alması uygundur. İstirahat önerilir. Akut hastalık genel olarak 4-6 haftada kendiliğinden iyileşip şifa ile biter. B virüsü hepatitinde, hasta görünürde iyileşmiş olsa bile, virüs, 6 aydan sonra hala kanda bulunmaya devam ediyorsa, hastalık kronik döneme geçmiş demektir. Bu kişiler için düzenli doktor kontrolü esastır.
İlerleyen (kronikleşen ) hepatit B ve hepatit C enfeksiyonları için tedavi seçenekleri vardır. B ve C virüsü taşıyıcısı, hasta olmasa bile, kanı ve diğer vücut sıvıları ile hastalığı başkalarına bulaştırabileceğini bilmelidir. Her 4-6 ayda bir karaciğer fonksiyon testlerini yaptırmalıdır. Alkol almaktan kaçınmalı, herhangi bir nedenle ilaç almak zorunda kalırsa bunu doktoruna danışmalıdır.

Hepatit için korunma ve öneriler

Hepatit A için;
• Eğer Hepatit A' ya karşı bağışıklığınız yoksa mutlaka aşılanın.
• Dışkı değmiş su ve yiyeceklerle bulaştığı için; her tuvaletten sonra, yemek hazırlamaya başlamadan ve yemek yemeden önce mutlaka ellerinizi yıkayın.
Hepatit B ve C için;• Hepatit B’ye karşı bağışıklığınız yoksa mutlaka aşılanın.
• Diş fırçası, jilet, tırnak makası gibi kişisel bakım malzemelerinizi kimseyle paylaşmayın.
• Güvenli seks için mutlaka prezervatif kullanın!
• Dövme, piercing gibi girişimlerin riskli olduğunu unutmayın.
• İlaç bağımlığınız var ise enjektörünüzü paylaşmayın.
• Hepatit B taşıyıcı ya da hastasıysanız tıbbi bir girişim öncesi mutlaka hekiminize haber verin!
• Hepatit B taşıyıcı ya da hastasıysanız kesinlikle kan ve organ bağışında bulunmayın!

 

Gelecekte Bel Fıtığı Tedavisinde Non-İnvaziv Yöntemler Kullanılacak


Geliştirilecek teknoloji ve uygulanacak yöntem sadece bel fıtığı ve benzeri hastalıklar için değil, tıbbın diğer alanlarında özellikle tümörlerin tedavisinde de kullanılacak.

“Geleceğin cerrahisinde hastaya dokunulmayacak, yöntemler non-invaziv olacaktır.''

Nöroşirürji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan geleceğin bel fıtığı cerrahisi hakkında şu bigileri verdi:“Günümüzde,bel fıtığı tedavisinde kullanılan klasik cerrahi yöntemin yanında mikroteknik, mikroendoskopik teknik ve ciltten müdahale şeklinde (perkütan) uygulanan çeşitli teknikler vardır. Biz cerrahlar ne kadar kibar çalışırsak çalışalım neticede hastaya bir şekilde girişim yapıyor, dokunuyoruz. Yani bütün bunlar sonuçta invaziv yöntemlerdir. Geleceğin cerrahisinde hastaya dokunulmayacak, yöntemler non-invaziv olacaktır’’

“Hasta sırt üstü yatar pozisyonda rahatça uzanacak ve vücudu bir daha yer değiştirmeyecek tarzda fikse edilecektir. Sonra bu vücut uzayda üç boyutlu olarak milyarlarca, trilyonlarca parça şeklinde, bilgisayar tarafından otomatik olarak numaralanacaktır. Böylece insan, kafasındaki saç telinden ayakuçlarındaki tırnaklara kadar, küp veya küre şeklinde, küçücük trilyonlarca numaralanmış parçadan ibaret olarak karşımızda duracaktır.

Bu konumlandırma içerisinde normal ve hastalıklı dokuların uzayda kapladığı hacmi oluşturan trilyonlarca ‘nanometrik veya daha küçük ölçekteki volümlerin’ her birinin kendine özgü birer numarası olacaktır. Daha sonra hastalığı oluşturan fıtıklaşmış disk dokusuna ait numaralar tespit edilecek ve bir tuşa basılarak anında ortamdan kaldırılacaktır. Bu işlem o kadar küçük birimlere kadar indirgenip o derece incelikli hale getirilecektir ki, zamanla atom ve atomaltı parçacıklara kadar işlem yapmak mümkün olabilecektir.”

Dar kanal ameliyatlarında yeni teknik

“Dar kanal (spinal stenoz) rahatsızlığı ve ameliyatları halk tarafından yeteri kadar bilinmemekte, adeta bir kabus olarak görülmektedir.Ancak deneyimli ellerde, yeni teknikle usulüne uygun yapılan ameliyatlarda çok daha yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Bel fıtığı ameliyatlarında deneyimli ekibimiz tarafından uygulanan ileri ve klasik cerrahiye göre daha emniyetli ve konforlu yöntemler olan mikroteknik ve mikroendoskopik tekniğe benzer tarzda, dar kanal ameliyatlarında da mikroteknikle internal dekompresyon yapmaktayız.

Mikroteknikle Internal Dekompresyon Ameliyatı

“Son yıllarda spinal cerrahi ekibimizle rutin uygulama haline getirdiğimiz mikroteknikle internal dekompresyon ameliyatı dünyada ancak belirli merkezlerde deneyimli cerrahlar tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Bu ameliyatta, dar olan spinal kanalın iç kısmına girilerek kanal içeriden genişletilmekte, böylece anatomik yapı mümkün mertebe korunmaktadır. Stabilizasyonu sağlayan anatomik yapı korunduğu için stabil hastalara ayrıca vida ve benzeri tarzda enstrümanları da takmak gerekmemektedir. Operasyonlarımızda emniyet her şeyden önce gelir. Öncelikle hastaya zarar vermemek gerekir. Hastalar tıpkı bel fıtığı operasyonlarımızda olduğu gibi deneyimli ellerde usulüne uygun yapılan bu ameliyatlar sonrasında da felç kalma riskiyle karşılaşmadan aynı gün içinde yürüyebilmekte ve ertesi gün taburcu olmaktadırlar.’’

SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...