10 Şubat 2013

Kanser Dosyası-Diş Sağlığı


Kemoterapi Öncesi Diş Kontrolü Şart.

Prof Dr Serhat Yalçın
İstanbul Üniversitesi
Diş Hekimliği Fakültesi
Öğretim Görevlisi
Kanser hastalarında tedavi öncesi mutlaka dişteki sorunların giderilmesi çok önemli. Çünkü diş taşı, çürük gibi sorunu bulunan hastalar Bi Fosfanat içeren kemoterapi sırasında ağızlarında ciddi sorunlar yaşıyor. Hastaların kemoterapi öncesi ihmal edilen diş hekimine uğramama nedeniyle, çene kemiği iltihabı gibi çok sayıda ciddi sorunlar yaşıyorlar. Özellikle Bi Fosfanat, içerikli kemoterapi uygulanacak hastaların  diş hekimine gönderilmesi gerekir.

Bu Konuda Hastaların  Bilinçli Olması Gerekli.

Dişinde çürük, diş taşı gibi sorunu bulunanların bünyeleri  sağlamken sorunlar çözülmeli. Sonra kemoterapi sürecinde dişler hastanın zayıf bölgesi durumuna geliyor. Küçük bir çürük kanser hastasında çene kemiği  sorunlarına neden olabiliyor. Bi fosfonatlar kemik erimesinde ve kemik tümörlerinde hastaların hayat süreleri ve kalitelerini ciddi oranlarda arttırıyor, buna karşın çene kemiklerinde avasküler kemik nekrozu denilen kemik iltihaplarına neden olabiliyor. Bu tür çene kemiği iltihapları hastaların yaşam kalitesini ciddi oranda düşürüyor. Halbuki bu tür ilaçların kullanılmasından önce basit bir diş muayenesi ve  ağız sağlığı bakımı ,hastaların bu tür komplikasyonlarla karşılaşmasına engel olabilmektedir.

Kemoterapi ve Radyoterapi Öncesinde Yapılması Gerekli Diş Tedavileri

Bu dönemde hastaların rutin profilaksileri yapılmalı, dişlere çürük önleyici florid uygulanmalı ve kemoterapi başlamadan önce restore edilemeyecek dişler çekilmelidir. Diş çürükleri, kök uçlarındaki patolojiler, kalmış kökler, gömük dişler ve kist gibi patolojiler tedavi edilmelidir.


Kanser Dosyası: Psikoloji

Kanser, hasta yakınını da etkiliyor. Yakın çevre, hasta yakınına desteği unutmamalı! 


Her geçen gün artan kanser, beraberinde hasta yakınını da yakından etkiliyor. Kanser ve kanserli hastaya odaklanma, zaman zaman hastanın bakımını üstlenen hasta yakınının ikinci planda kalmasına neden oluyor. Davetsiz bir misafir gibi kanserin hayatlarına aniden gelmesiyle, hasta kadar hasta yakınlarının da psikolojik ve sosyal bir değişim yaşanıyor.


Elçin Sayan 
Uzman Psikolog 
Neolife Tıp Merkezi 
Hasta yakını da hastalığı yaşayan kişi kadar yoğun duygular deneyimliyor Hastalıkla birlikte aile içerisinde değişen rollerle, hasta yakınının sorumlulukları ve yükleri de artıyor. Maddi kaynak sağlamak, hasta için manevi destek sunmak, hastaya bakım vermek ve günlük yaşamı olabildiğince sürdürmek zorunda kalmak hastanın bakımını üstlenen yakınında yoğun stres yaratabiliyor. 

Hastalığın ilk günlerinde, tedavi sürecinde son derece aktif rol oynayan hasta yakını, tedavi imkanları ve hastalarına nasıl bakım vereceği konusunda bilgiye yoğun ihtiyaç duyuyor. Bu dönemde gerek internette sunulan çeşitli bilgiler, gerekse çevreden dinledikleri kanser deneyimleri ve tavsiyelerle bazı hasta yakınlarının kafaları karışabiliyor ya da duydukları her şeyi uygulamak adına çok disiplinli ve yorucu bir bakımın içinde kendilerini bulabiliyorlar. Bu arada kendilerinden, sadece hasta yada hastalıkla ilgili değil; diğer aile bireyleri ve hastalık öncesinde var olan stres unsurlarıyla da baş etmeleri bekleniyor. Duygusal olarak, yaşamı tehdit eden bir hastalıkla karşı karşıya kalan hasta yakını, hastalığı yaşayan kişi gibi yoğun duygular deneyimlerken, yaşam-ölüm gibi kavramları tekrar sorgulayabiliyor. Hatta psikolojik destek ya da tedavi gerektirecek düzeyde baş etme güçlükleri yaşayabiliyor. 

En iyi destek; hasta yakınının sorumluluklarını paylaşmak

Hasta yakınıyla iletişim kurarken, herkesin hastalığı ve hastalık yaşantısının farklı olduğu akılda tutulmalı, umudu azaltan başka öykülerden söz edilmemeli. Bu süreçte, hasta yakınını dinlemek ve onun yaşadıklarını paylaşmak, en iyi duygusal destek sayılabilir. Mümkünse, bu uzun tedavi yolculuğunda hastayı kemoterapiye götürmek, yemek yapmak gibi hasta yakınının sorumluluklarını hafifletici iş bölümlerine katılmak, onun arada bir mola verip dinlenmesini sağlamak ve hastalık öncesindeki günlük yaşantısını olabildiğince sürdürmesini desteklemek çok fayda sağlar. Meraklı sorular sormak yerine onun konuşmak istediği miktarda hastalıktan konuşmasına izin vererek, moralini yükseltecek küçük sürprizlerle bu süreci daha iyi geçirmesi için yardımcı olunabilir. Hastanın ihtiyaçlarının öne çıktığı bu tedavi sürecinde, hasta yakını kendi sıkıntı ve ihtiyaçlarını ihmal edebilir; uyku, yemek, stres gibi problemler yaşayabilir ve uzman desteği gerekebilir. Herkes böyle zor bir deneyimde; sevildiğini, değerli olduğunu, yalnız olmadığını hissetmek ister ve çevresinin desteğine ihtiyaç duyar.

KANSER DOSYASI: SOSYAL SORUMLULUK


SOSYAL MEDYADA  
‘KANSERLE DANS’



Sosyal paylaşım sitelerinde, bloglarda  bilgi paylaşımı ve farkındalık yaratmada, gruplar hızla çoğalıyor. Bu gruplardan biri de ‘Kanserle Dans’ grubu.

‘Uzak diye bir yer yok’  misali, Amerika’nın iki farklı eyaletinden kanserle dans edenlere dans koçluğu yapıyorlar. Araştırıp, öğrenip onlarla  paylaşıyor, dikkatli adımlarla bu zor danslarında eşlik ediyorlar. Dansı sadece uzaktan izleyenlere  de sağlıklı yaşamaları için küçük uyarılarda ve hatırlatmalarda bulunuyorlar.

Kanserle Dans’ın hikayesini sorduk, kendi tanımları ile aktivist  araştırmacı Ebru Tontaş ve grubun Güzin ablası Esra Ürkmez Bayraklı anlattı.




Ebru TONTAŞ
Bu fikir nereden çıktı ?

Ebru: Kanserle Dans olarak 2012  Nisan sonunda faaliyete geçtik ve ilk önce bloğumuzu açtık. Aslında ilk amacımız blogda anlaşılır kolay bilgiyi arayana ve ihtiyaç duyana sunabilmekti  Ardından  facebook sayfamızla birlikte oldukça interaktif bir kanser dayanışma ve destek portalına dönüştük.

Esra babasına kemoterapi tedavisi süresince destek olmak için bulduğu faydalı bilgileri tercüme edip ailesine göndermişti. Konuşurken ikimizin de uzun araştırmalar sonucu biriktirdiği bilgileri paylaşma fikri doğdu ve doğru zamanın geldiğini hissedince hadi yapalım bu işi dedik.


Neler paylaşıyorsunuz?

İlk önceliğimiz her zaman için, kolay, anlaşılır ve pratik bilgiler paylaşmak olacak, hem teşhis, hem tedavi, en çok da korunma, risk faktörleri sağlıklı yaşam ile ilgili. Bu konuda güvenilir ve otorite kaynaklardan yaptığımız çevirilerin yanı sıra Türkiye’deki uzman kadromuzdan da destek alıyoruz. Paylaşımlarımız sadece kuru bilgi değil, bunları uygulanabilecek, anlaşılır bir formatta sunmaya ve bir şekilde okuyucularımızı sağlıklı yaşama özendirmeye çalışıyoruz.

Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Ebru: Aldığımız güzel yorumlar ve tepkiler bu yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Bizim ortamımız herkesin saygı, sevgi çerçevesinde kendini olduğu gibi ifade edebileceği bir yer, ne ise o. Polyannacılık oynamak zorunda hissetmiyor kimse. Üzüntü ve kayıplardan da bahsediyoruz ama doğal olarak herkesin özen gösterdiği, destek verdiği bir ortamda ağırlıkla ilham verici hikayeler, pozitif yorumlar oluyor.

Dediğim gibi, Esra ile özellikle buradaki Kanser Destek platformlarına bakıp ne güzel keşke bizimde böyle ve çokça ortamlarımız olsa diyorduk, enerjimizi ve emeğimizi, bize destek verenlerle birlikte bu yöne akıttık, oldu.
Esra Bayraklı Ürkmez
Esra : Ebru çok  güzel bir başlangıç  yaptı  hikayeyi anlattı. Onun da dediği gibi önceliğimiz  kolay, anlaşılır  ve pratik bilgileri paylaşmak.Örneğin, sigarayı bırakma, sağlıklı yemek, egzersizin önemi, terim sözlüğü  interaktif-soru cevap gibi bu amaçla tecrübe ettiğimiz formatlar. Aldığımız güzel yorumlar ve tepkiler bu yolda ilerlediğimizi gösteriyor.

Herkesin bir şey bulabileceği yalın bir dille, sağlıklı beslenmeden, terapi süresince destekten, doktorlar tarafından kullanılan bir çok terimin ne anlama geldiğini de anlatarak daha bilinçli olmaya, doğru soruları bulmaya, düşünmeye ve daha çok soru sormaya teşvik etmeye çalışıyoruz. Faydamız olursa ne mutlu bize.

Birazda kendinizden bahsedin. Kanserle tanışmanız nasıl oldu ?

Esra: Babama 2011 Eylül'ünde Pankreas Kanseri teşhisi konmuştu. ben 16 senedir Amerika'da yaşıyorum. Ben pek her şeyde araştırma ruhlu değilimdir, öyle çok da okumayı sevmem. Taa ki babamın teşhisini öğrenip radyoterapi ve kemoterapi ilaç listesi elime geçene kadar. Babama da anlatmam kolay olur düşüncesiyle önce internet araştırmalarını türkçe yapmaya çalıştım.Ama nedense sağlıklı bilgi bulmak zordu. İngilizce aramaya başladığımda bütün kapılar açıldı.İlaçlar nedir, yan etkileri nelerdir, ne yemesi gerek, ne yememesi gerek, neye dikkat etmeli, biz yakınlarını bekleyenler neler... Bütün  bulduğum bilgileri okudum, özet yaptım, anneme babam gönderdim. Ne yazık ki babamın hastalığında geç kaldık.Bazı şeyleri detaylı araştırıp, doktorla konuşup üstelemeye. Çünkü ne kadar çok soru sorarsanız o kadar bilgilendiriliyorsunuz. Her hasta, aile yakınları  ve her eş dost detayları bilmek istiyor.İşte şimdi Ebru ile kurduğumuz "Kanserle Dans" blog, facebook page, twitter ile amacımız, ona yapamadıklarımı ihtiyacı olan herkesle paylaşmak, bilgi bulamayanlara tercümeli metinlerle ulaşmak, b konuda bilinçlenmek isteyenler için  bir şekilde kaynağı belli bilgi aktarmak...

Yoğun bir tempoda çalışıyorsun ve iki kızın var.Nasıl zaman ayırıyorsun?

Evime çok da yakın olmayan bir şirkette üretim direktörü olarak çalışıyorum. Trende giderken eskiden iş e-maillerimi kontrol ederdim, şimdi Kanserle Dans'a ayırıyorum o zamanımı.

Ebru senin tanışman nasıl oldu?


Ebru: Anneme meme kanseri teşhisi konduğunda 10 yaşındaydım pek bir şey hatırlamıyorum. Ameliyat oldu, radyoterapi yapıldı, tedavisi yapıldı, o aralar hep bulanık. Bu sene başında babama prostat kanseri denildiğinde, ameliyat kararına kadar giden süreçte her şeyin içinde oldum.Doktor randevularından testlere kadar uzaktan da olsa takip ettim. Prostat çok yaygın ve çoğunlukla yavaş ilerleyen bir kanser türü olduğu için önümüze birden fazla tedavi alternatifi çıktı. Bunları araştırıp, tartıp, kendiniz için en doğru kararı vermeniz gerekiyor. Bazıları denenmiş, bazıları yeni. Bu bu süreçte, babama elimden geldiğince destek olmaya çalıştım. Amerika’da bulduğum kaynakları araştırdım, hasta destek gruplarıyla yazıştım. Babamın tedavisi bitti ve şu an çok iyi!

Esra ile  birbirimizi iyi tamamlıyoruz. Her şeyi araştırırım. “öğrenmekoliğim’  Adalet, eşitlik, hak ve özgürlükler benim için çok önemli. Bu yüzden 7 senedir Kaliforniya Mahkeme sistemi için çalışıyorum. Proje müdürüyüm. Ama beni en iyi anlatan tanım, “gönüllü’. Faydalı güzel her işin bir ucundan tutmaya gayret ederim. 

Amerika’da meme kanserli hastalar için destek veren merkezde gönüllü çalışıyorsun. Biraz bu merkezden ve neler yaptığından bahsedermisin? 

San Francisco’da yaşıyorum. Son bir yıldır meme kanserli hastalara pratik destek veren bir kuruluş için gönüllü çalışıyorum. Ayrıca bir palyatif tedavi ve hospis merkezinde gönüllü ''caregiver'' yani bakım yardımcısıyım. Hospis'in tam türkçe karşılığı yok sanırım, artık tedavi almayan terminal hastaların olabildiğince mutlu, ağrısız, kaliteli, rahat ve onurlu biçimde sosyal, psikolojik ve pratik anlamda şefkatle desteklendiği bir model. Yaptığım işin  her anını  inanılmaz seviyorum ve aynı ölçüde de sevgi alıyorum. Bu değerli insanlara hizmet edebilmek benim için çok büyük bir onur ve ayrıcalık, mutluluk ve gurur kaynağı. Bir koltukta bir sürü karpuzu taşımaya çalışıyorum. Her şeyi tam yapamıyorum, ama elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Önemli olan da o değil mi zaten…

Amacınıza ulaştınız mı ?

Esra: Kanserle Dans,okuyucuları ile birlikte gelişen ve şekillenen bir platform.Doğru ve güzel işler yapan diğer kurum ve kişilerle işbirliği önceliğimiz. Tek olma sevdasında değiliz.Ebru  ile her zaman ilk günden beri söylediğimiz gibi ,bir kişiye bile faydamız olsa ne mutlu bize.Kanserle Dans sayesinde bir kişinin bile sapla samanı birbirinden ayırmasına, yeni bir bilgi edinmesine, doktoruna doğru soruyu sormasına, araştırma yapmasına, sağlıklı bir alışkanlık edinmesine ya da kötü bir alışkanlığı bırakmasına yardımcı olabilirsek amacımıza ulaştık demektir.

Yeni projeleriniz var mı ?

Esra: Aslında sırayla hayata geçecek bir çok projemiz var.  İmkan bulduğumuzda İstanbul’a geliyoruz Takipçilerimizle buluşuyoruz. Diğer şehirlere de gitmeyi planlıyoruz. Doğru ve güzel isler yapan diğer kurum ve kişilerle  işbirliklerimiz projelerimiz ile yola devam edeceğiz. Bu yıl bir başka kanser vakfıyla birlikte çocuklara yönelik bir bağış kampanyamız olacak. Güzel uzun soluklu bir proje olmasını diliyoruz. Bunun içinde üzerinde çok titizlikle çalışıyoruz. Toplanan tüm paranın kuruşu kuruşuna bu  projeye gitmesini istiyoruz. Önümüzdeki bir iki ay içinde resmi olarak kampanyayı başlatmayı umuyoruz.


Ne yazık ki birileri için müzik çalacak ve  dans başlayacak.Yeter ki doğru adımlar ve iyi partnerle dans edilebilsin. Bu bir hekim yada bir dost eli olabilir. Yapılacak en önemli şey ,müziği ve ritmi yürekte hissedebilmek!  Teşekkürler Esra ve Ebru
Z.Ç

Kanserle Dans’ı takip edebileceğiniz siteler:










SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...