14 Temmuz 2011

Yaz ishallerinden korunmak için nelere dikkat edilmeli?


Yaz aylarında mikroplar daha hızlı çoğalıyor ve birçok tehlikeli hastalığa yol açıyor. Bu hastalık risklerini en aza indirmek için doğru beslenmek, genel temizlik kurallarına uymak ve sineklerden korunmak gerekiyor. Yazın gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde en sık görülen sorunların başında ishal geliyor. Yaz ishallerinden ve diğer hastalıklardan korunmak için  Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Elif Hakko, nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatıyor.

İshal, kusma ve bazen de yüksek ateş ile ortaya çıkan, ağız yoluyla bulaşan bazı mikroplar, gastroenterit denilen hastalıklara neden oluyor. Bu mikroplar yaz sıcaklarında hızla ürüyor, mikrop sayısı arttıkça hastalık yapma riski de yükseliyor. Deniz ve havuz suyunu yutmak, mikrop taşıyan sinekler yaz aylarında hastalıklara yol açıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko, tifo, dizanteri, kolera, ile bazı Salmonella ve E.Coli türleri gibi hastalıklara yol açan mikroplardan korunmak için alınabilecek önlemleri aktarıyor.

Dr. Hakko, “Kabuğu soyulabilen gıdaların kabuklarını soyarak, soyulmayanlarda ise iyice yıkayarak yemek; çiğ veya az pişmiş et yememek, çiğ süt içmemek; genel temizlik kurallarına uymak, yemeklerden önce ve sonra, tuvaletten sonra el yıkamak; sineklerden korunmak yaz aylarında dikkat edilmesi gereken noktaların başında geliyor” diye bilgi veriyor.

Risk faktörü bulunan gıdaları

 “Fıstık, ceviz gibi yağlı gıdalar ile küf toksinleri üreyebilen mısır ve pirinç dikkatli tüketilmeli. Pastörize edilmemiş süt içilmemeli, bu sütten peynir yapılmamalı. Patates, 20 – 30 zehirli türü olan mantar, midye, istiridye ve kabuklu deniz hayvanlarından geçen bakteri toksinlerinin sebep olduğu hastalıklarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Elde hazırlanan ve iç sıcaklıkları zararlı mikropların ölmesini sağlayacak kadar yükselmeyen ızgara köfteden, havasız ortamda mikropların toksin üretme riski olması nedeniyle bütün olarak çevrilmiş tavuktan, vakumlu paketi açılıp kısa sürede tüketilmeyen sosis ve salamdan uzak durulmalı. Sütlaç, kazandibi, muhallebi, dondurma gibi sütlü tatlılar da hazırlandıktan sonra soğutucuda tutulmazsa tehlikeli olabilecek gıdalar. Çiğ yumurtadan yapılan mayonez; marul, salata, maydanoz gibi sebzeler de iyi yıkanmadığında riskli olabiliyor.''

Dr. Hakko, en güvenilir yiyeceğin yoğurt olduğunu vurguluyor ve diğer güvenli yemekleri sıralıyor: “Izgara ete kıyasla tencerede pişen et yemekleri, sebze yemekleri, sarma ve dolma gibi zeytinyağlı yemekler yaz aylarında daha güvenilirdir.”

İshal ve kusma görülüyorsa neler yapılmalı?

Dr. Elif Hakko, “İshal ve kusma, sıvı ve elektrolit kaybına sebep olur. Ev koşullarında kusma ve mide bulantısı nedeniyle kaybedilen sıvı ve elektrolitler ağızdan yerine konamıyorsa veya ateş yükselmişse, hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Hastada kaybedilen sıvı ve elektrolitleri dengelemek için serumla takviye yapıyoruz. Eğer etken bir bakteri söz konusuysa antibiyotik tedavisi yapılıyor”diyerek tedavi hakkında da bilgi veriyor.

Kaynak:http://www.populersaglik.com

EHEC Bakterisinden Nasıl Korunabiliriz?

Turizm sezonu ile birlikte ülkemize daha çok sayıda turist geliyor ve ülkemizden daha çok sayıda insan yurt dışına gidiyor.Akıllara şu soru geliyor: Kısa süre önce Almanya’da ortaya çıkan ve bir anda Avrupa’nın gündeminde olan EHEC bakterisinin yayılma ihtimalini güçlendiriyor mu?

Acıbadem Kayseri Hastanesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof Dr. Bülent Sümerkan, EHEC bakterisinin ne olduğunu, nasıl ve nereden bulaştığını, vücutta yaptığı tahribatı anlattı.

EHEC neyin kısaltılması? EHEC bakteri mi, yoksa virüs mü?

Entero-Hemorajik Escherichia Coli isimli bakterinin kısaltılmış ismi. EHEC, bir bakteri olmasına rağmen medyada çoğu kez yanlış bir kullanımla "virüs" olarak tanıtılıyor. Bu bakteri genelde, çeşitli tip ishallere neden olabilen bir grubun üyesi. Örneğin; çok daha hafif seyredebilen ve Turist İshali (diyaresi) olarak bilinen hastalığa da farklı bir Escherichia coli tipi neden oluyor.
 
 
EHEC’in, kuşlar ve memelilerin bağırsaklarında, onlara zarar vermeden bulunan Escherichia coli bakterilerinden farkı ne?

Bu bakterilerin en önemli özelliği, diğer Escherichia coli bakterilerinden farklı olarak, güçlü bir toksin meydana getirmeleri. Bakteriler vücuda girip bağırsakta çoğalmaya başladığında, toksin üreterek hem bağırsakta kanlı ishale neden oluyor hem de bağırsak sisteminden dolaşıma geçerek organlara zarar veriyor.
 
Bahsettiğiniz toksinler, bağırsak dışında hangi organlara zarar veriyor?
Sitotoksin adını verilen bu toksinler, kan dolaşımına geçtikten sonra damar duvarını oluşturan endotel hücrelerine, böbreklerde bulunan bazı hücrelere, alyuvarlara bağlanıyorlar ve bu hücrelerde hasar meydana getiriyorlar. Bunun sonucunda pıhtılaşmaya neden olan bazı faktörler salınıyor, trombosit adı verilen pıhtılaşma pulcukları kümeleşiyor. Ardından başta böbrekler olmak üzere organlardaki kılcal damarlar tıkanıyor ve bu organların görevlerinde bozukluk meydana geliyor. Ayrıca alyuvarların tahrip olması sonucu anemi (kansızlık) oluşuyor.
 
Bakteri vücuda girdikten ne kadar zaman sonra etkileri görülmeye başlıyor? EHEC, herkeste aynı ağır tablonun yaşanmasına neden oluyor mu?

Özellikle 10 yaşın altındaki çocuklarda ve erişkinlerin yaklaşık yüzde 10’unda toksinlerin oluşturduğu organ bozukluğu nedeni ile ağır bir tablo olarak karşımıza çıkıyor. İshal belirtileri için kuluçka dönemi genellikle 3-4 gün. Bu dönem 1-2 gün kadar kısa olabileceği gibi 5-8 güne kadar da uzayabiliyor. Başlangıçta kanlı olmayan ishal, bir iki gün içerisinde kanlı olmaya ve karın ağrıları varsa artmaya başlıyor.
 
Toksinin neden olduğu ve organları etkileyen belirtiler ne zaman ortaya çıkıyor?

Genelde ilk belirtilerin ortaya çıkmasından bir hafta, on gün sonra ortaya çıkıyor.

Bu bakterilerin kaynağı nedir?

Bu bakterilerin ana kaynağı, sığır başta olmak üzere diğer çiftlik hayvanlarının kendi dışkıları ile kirlenmiş ve iyi ortamda tutulan az pişmiş etlerinin yenmesi. Bunun yanında, hastalığı belirtili ya da belirtisiz geçiren insanların, dışkıları ile kirlenmiş ortam ve iyi yıkanmamış elleri ile gıda hazırlamaları. Özellikle, hastalığı geçiren kişilerin bir kısmında, bakterilerin dışkılarında uzun süre bulunduğu görülüyor. Salgınların büyük bir kısmı, iyi pişirilmemiş sığır kaynaklı gıdalar (kıyma, tütsülenmiş et, süt) yoluyla oluşuyor. Hastalık insanlara; pişmemiş veya az pişmiş etler, özellikle hamburgerler, aracılığı ile bulaşıyor. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, klorlanmamış içme suları, hatta doğal gübre ile yetişmiş çiğ tüketilecek sebzelerin iyi yıkanmadan veya bu tip gıdaların dışkı (kanalizasyon) ile kirlenmiş su ile yıkanmaları sonucu oluşuyor.

İshali önleyici, bağırsak hareketlerini azaltıcı ilaçlar bu vakalarda kullanılabilir mi?

YAZIN SERİNLEMEK İÇİN SOĞUK YERİNE ILIK SU İÇİN

Yaz sıcakları yorgunluk ve halsizliği de beraberinde getirebiliyor. Sıvı kayıpları ve düzensiz beslenme bireyleri hastalıkların eşiğine kadar götürüyor.

Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, yaz aylarında sıvı kayıplarının önlenmesi ve zinde kalabilmek için beslenme önerilerinde bulundu.
 
Saat başı bir bardak ılık su için


Günlük yaz beslenmesinde su tüketimi büyük önem taşımaktadır. Gün boyu kaybedilen sıvı artmakta, vücudun dengelerini korumak için ise, bu kaybı telafi etmek gerekmektedir. Günlük su tüketimi en az 2-2,5 litre olmalıdır. Spor yapan ve ağır işte çalışan kişiler daha fazla sıvıya ihtiyaç duyar. Bu nedenle, sıvı tüketimi kişinin günlük sıvı kaybına göre uyarlanmalıdır. Örneğin yazın 1 saat spor yapan bir kişinin 1 litre su tüketmesi gerekmektedir. Yazın sıvı olarak suyun yanı sıra; süt, ayran, cacık, soda, limonata, bitki çayları, şekersiz kompostolar ve taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekler doğru tercihler olacaktır.
 
Salata ve meyve tüketimiyle sıvı kaybı telafi edilebilir.
Sıcaklarda buzlu içecek tüketimi de artar. Ancak, bu tür soğuk ve buzlu içecekler, anlık serinleme sağladığı unutulmamalıdır.  İçecek ne kadar soğuk olursa olsun, vücuda girmesinin ardından, vücut ısısının da yükselmesine neden olmaktadır. Öte yandan, toplumda yerleşmiş, sıcak meşrubatların harareti önlediği kanısı da doğru değildir. Yazın serinlemeye yardımcı olan içecekler, ılık olarak tüketilmelidir. Kişinin sıvı tüketiminde sağlık açısından bir sınırlandırma getirilmemişse, serinlemek için her saat başı bir bardak ılık su tüketmek ideal olanıdır. Su tüketiminin yanı sıra; ana öğünlerde bol salata tüketimi de vücudun hararetini önlemeye yardımcı olmaktadır. Ara öğünlerde ise meyve tüketimi susuzluğu hafifletecektir. 
 
Terle kaybedilen tuzu mineralli su ile dengeleyin!

Yazın ter yoluyla kaybedilen mineralin karşılanmasında mineralli su tüketimi etkin bir çözüm sunmaktadır. Serinletme özelliğinin yanı sıra; sıvı ve mineral dengesi açısından son derece sağlıklı bir içecek olan mineralli suyun tüketimi de dengeli olmalıdır. Örneğin tansiyon hastalarının mineralli su tüketimine dikkat etmesi, miktarını doktoruna danışarak belirlemesi gerekmektedir.
 
Yazın bu yiyeceklerden uzak durun!


• Yağda kızartmalar, kavurmalar (Et, sebze, hamur işi), yağlı sos eklenmiş besinler.
• Aşırı tuz ve tuzlu besinler,
• Sucuk, salam, sosis, pastırma.
• Sakatatlar(Karaciğer, böbrek, dalak, beyin,...)
• Bütün yağlı yiyecekler(Yağlı etler, kaymak, krema, mayonez, tahin, yağlı soslar)
• Kuyruk yağı, iç yağı, tereyağı, margarin.
• Şekerli meyve suları, şekerli-asitli içecekler
• İçeriği bilinmeyen hazır gıdalar.
• Alkollü içki tüketimine dikkat ediniz. Tüketimde tercihinizi hafif alkollü içkilerden yana kullanınız, özellikle açken alkol tüketilmemesi gerekir.

Yorgunluk ve bitkinliğe karşı C vitamini tüketin!

Yaz aylarında artan yorgunluk ve bitkinlik hissi, doğru besinler tüketilerek giderilebilmektedir. Havadaki artan nem oranı ve aşırı sıcaklarla gelen isteksizlik ve uyku haline karşı antioksidanlardan zengin besinlerin tüketimi önerilmektedir. Bağışıklık sistemini güçlendiren taze sebze ve meyve tüketimi, enerji vermekte, özellikle; C vitaminden zengin yeşilbiber, maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzeler, kivi, çilek, erik gibi meyveler; A vitaminden zengin yumurta, havuç, kayısı, yeşil yapraklı sebzeler; E vitaminden zengin kuru baklagiller, ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar yorgunluk ve halsizlik şikayetlerinin önüne geçilmesinde yardımcı olacaktır.

SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...