HENKEL Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV)’na Destek Vermeye Devam Ediyor
Türkiye’de her yıl 0-17 yaş arası 3.000 çocuğa kanser teşhisi konuluyor. Tekrarlayan vakalarla birlikte bu rakamın 5.000’lere kadar yükseldiği öngörülüyor. Henkel, bu projesiyle, Kanserli Çocuklara Umut Vakfı tarafından oluşturulan ve çocuklarının tedavisi için şehir dışından İstanbul’a gelen, maddi durumları yetersiz ailelere ücretsiz olarak konaklama ve gıda gibi sosyal imkanlar sunan Aile Evi’nin sürdürülebilirliğine ve sayısının çoğalmasına katkı sağlıyor.
Türk Henkel Çamaşır ve Ev Bakım Genel Müdürü Töre Birol, söz konusu sosyal sorumluluk projesi kapsamında yaptığı yazılı açıklamada; “Henkel olarak, uluslararası platformda sürdürülebilirlik alanına çok büyük önem veren ve bu alandaki öncülüğünü ödüller ile tescilleyen bir firmayız. İşimizin her alanına taşıdığımız ve kaliteli ürünlerimiz ile devam ettirdiğimiz sürdürülebilirlik, ayrıca gelecek nesillerimizin sağlığı ve yaşam sevinci için büyük önem taşıyor. En önemli stratejik partnerlerimizden CarrefourSA ile iş birliğimiz sayesinde tüketicilerimizle birlikte el ele, kansere karşı olan savaşlarında çocuklarımızın ve ailelerinin yanlarında yer alıyoruz. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı adına, sosyal sorumluluk projemizi hayata geçirdiğimiz için Henkel olarak büyük mutluluk ve kıvanç duyuyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Henkel’de her deterjan minik kalplere umut taşıyacak
Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na destek olmak isteyen herkes, CarrefourSA’dan yapacağı her alışverişte Persil, Tursil, Vernel, Perwol, Pril, Bref, Dixi, Clin ürünlerinden biri ile 0-17 yaş arasındaki kanser hastası çocukların tedavilerinin sürekliliğine katkıda bulunabilecek.
-----------------
ROMATEM Türkiye’nin En Büyük Fizik Tedavi Hastanesi’ni
Bursa’da Açtı…
Uluslararası sağlık turizmi konusunda, alanının referans
noktası olmayı hedefleyen Romatem; 75 Milyon TL yatırım ile hayata geçirdiği ve
dünyanın ilk “Termal - SPA konseptli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi”
olarak gösterilen Bursa Romatem’in açılışını gerçekleştirdi.
Ülkemizde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon alanının ilk özel
zincir hastanesi olan Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastaneleri;
geçtiğimiz ay global yatırım ve varlık yönetim şirketi Pine Bridge Investments
Middle East (PBME) ile, % 50 ortaklık anlaşmasına imza atarak büyüme
hedeflerine ivme kazandırdı.
2005 yılında iki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekimi
tarafından Samsun’da kurulan Romatem, başarılı bir büyüme göstererek tek
hastaneden, Türkiye’nin dört büyük şehrinde ki hastane ve merkezleriyle zincir
haline geldi. Romatem, 325’i aşkın çalışanı ile 2013 yılında 52 bin hastaya
hizmet verdi.
Romatem Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Köksal Holoğlu,
“Hedefimiz Romatem’i fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında dünya standartlarında
hizmet sunan global bir markaya dönüştürmektir” dedi. Dr. Holoğlu; yurt dışında
Ortadoğu öncelikli olmak üzere farklı ülkelerde büyüme hedeflerinin olduğunu
belirterek; “büyüme çalışmalarının gerek satın alma gerekse bölgesel ortaklık
modelleri ile devam edeceğinin altını çizdi.
''Türkiye sağlık turiziminde avantajlı ülke''
Dr. Köksal Holoğlu; “Uluslararası sağlık turizmi açısından
diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda, Türkiye’nin hekim kalitesi ve sağlık
harcamaları konusunda son derece avantajlı bir ülke olduğunu söyleyebiliriz”.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında Ortadoğulu
hastaların genellikle İsviçre, Almanya, İngiltere ve Çek Cumhuriyeti’nin tercih
ettiğini belirten Dr. Holoğlu; “İsviçre, Almanya ve İngiltere’de bir
rehabilitasyon hastasının günlük maliyetinin 900 Euro civarında, Çek
Cumhuriyeti’nde ise bu rakam yatak ve tedavi dahil 300 Euro civarında” dedi ve
ekledi; Bu nedenle Bursa projemizi gerek teknolojik gerekse hekim kalitesi
açısından dünyanın en iyisi olabilecek şekilde planladık, yurt dışından gelecek
olan hastalar için Türkiye’de ki günlük rakam ise 250 Euro civarında”.
Ülke Nüfusu Yaşlandıkça Rehabilitasyona İhtiyaç Artıyor!
Türkiye’de rehabilitasyon yatak sayısının gelişmiş ülke
ortalamalarının çok altında olduğunu belirten Romatem Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. Köksal Holoğlu; ‘Son 3 yılda açmış olduğumuz 3 hastane ile rehabilitasyon
yatak sayısının artmasına büyük katkı sağladık. Ülke nüfusumuzun her geçen gün
yaşlanması, rehabilitasyon yatak ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Ne yazık
ki hem kamuda hem de özel sektörde bu açığın kapanması için yapılan çalışmalar
yeterli düzeye ulaşmadı. Ayrıca
yürürlükte olan mevzuatın getirdiği engeller özel sektörde yatırım yapılmasını
zorlaştırıyor. Bursa da hizmet vermeye başlayan hastanemiz, konsept ve
teknolojik alt yapı olarak bir çok ülkeye örnek olduğu gibi, Türkiye’de de yeni
yatırımcılara yol gösterir nitelikte olacaktır.
Gelişmiş ülkelere bakıldığında da rehabilitasyon hizmeti
veren tesislerin çoğunluğunun kamuya ait olduğunu ifade eden Dr. Köksal
Holoğlu; “fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti, dünyanın diğer ülkelerinde
kamu kurumları bünyesinde veya vakıflar aracılığı ile veriliyor. Özel sektöre
ait olan ve sadece rehabilitasyon yapan sağlık tesisi sayısı gelişmiş ülkelerde
bile çok az. Bunun altında yatan en önemli etken ise; rehabilitasyon
tedavisinin uzun sürmesine karşın diğer sağlık branşlarına oranla ekonomik
getirisinin az olması. Ayrıca rehabilitasyon hizmeti nitelikli insan gücüne
dayanıyor ve kompleks bir organizasyon olarak işleniyor. Bu organizasyonun
sağlıklı bir şekilde yapılması ise kamu kaynakları ile daha zordur. Bu
nedenlerden dolayı hem özel sektör hem de kamu rehabilitasyon alanında fazla
yatırım yapamamaktadır.’’
Romatem için çok büyük bir adım
Bursa yatırımının Romatem için çok büyük bir adım olduğunu
belirten Dr. Köksal Holoğlu, şehrin gerek tarihi eserleri gerekse doğal
güzellikleri ile çok önemli bir turizm potansiyeline sahip olduğunu ifade
ediyor; “Bursa, ülkemizin en önemli termal su kaynaklarına sahip. Bu nedenle
Romatem olarak en büyük ve en donanımlı hastanemizi Bursa’da açmaya karar
verdik. Bursa hastanemiz hem Güney Marmara bölgesine hizmet verecek hem de
Ortadoğu Ülkeleri, Türki Cumhuriyetler, ve İskandinav Ülkelerinden gelecek hastalarla
sağlık turizmi açısından ülkemize büyük katkı sağlayacak. 75 milyon TL yatırım
ile hayata geçirilen Bursa Romatem’in ülkemize, yılda 4 milyon dolarlık bir
döviz girdisini sağlayacağını öngörüyoruz.’’
Türkiye’nin ilk tesisi
Bursa Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi gerek
ileri teknoloji ürünü cihaz parkı, gerekse otel konforundaki hasta odaları ile
alanında Türkiye’nin ilk ve en önemli tesisi.
Hastanede 4 kaplıca havuzu ve 4 sauna odası ile SPA alanı
mevcut.Hastane, tıbbi Rehabilitasyonun en önemli konularında ( nöroloji,
pediatri, ortopedi, kardiyak, el, onkoloji, spor yaralanmaları gibi alanlarda )
en yetkin uzmanlarla yüksek teknolojiyi buluşturuyor.Hastanenin yüksek
teknoloji içeren cihazları arasında erişkin ve çocuk hastalar için yürüme
robotu(lokomat), omuz ve kol robotu, spinal dekompresyon cihazı, izokinetik
egzersiz cihazı yer alıyor. Hasta odaları ise tamamen otel konforunda. Hastane,
bünyesinde SPA hizmetinin de verileceği ilk sağlık tesisi olma özelliğini
taşıyor. Hastanede Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşma yapılacak ve SGK’lı
hastalar sağlık hizmetinden yaralanabilecek.50 yatak kapasiteli hastanede,15
hekim olmak üzere toplam 140 personel çalışacak.Günlük tedavi kapasitesi
maksimum 1000 seans / hasta olarak planlanıyor.
Kaynak :12 Mayıs 2014
----------------------------------------------Ibrutinib, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nden Onkoloji Alanında Üçüncü Kez Çığır Açan Tedavi Unvanı Aldı
Çığır Açan Tedavi Unvanı,
kronik lenfositik lösemi (CLL) veya del17p genetik mutasyonlu küçük lenfositik
lenfoma (SLL) hastalarının tedavisine ilişkin olarak verilmiştir
Ibrutinib, birçok b-hücreli malignitede
üzerinde çalışılmakta olan, ağız yoluyla alınan, araştırma aşamasındaki bir
Bruton tirosin kinaz (BTK) inhibitörüdür
Janssen, 8 Nisan 2013 tarihinde ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA),
araştırma aşamasında yer alan ve oral yolla alınan bir Bruton tirosin kinaz
(BTK) inhibitörü olan ibrutinibe üçüncü kez Çığır Açan Tedavi Unvanı’nı
verdiğini duyurdu. Ibrutinib, kronik lenfositik lösemi veya kromozom 17’nin
kısa kolunun kopması (del17p) ile birlikte küçük lenfositik lenfoma
hastalarının tedavisinde bir monoterapi olarak Çığır Açan Tedavi Unvanı'nı
almıştır. Del17p, CLL/SLL bulunan bazı
hastalarda meydana gelen genetik bir mutasyondur; kötü prognozla ilişkilidir. Ibrutinib,
Janssen ve Pharmacyclics Inc. tarafından ortak olarak geliştirilmektedir.
Janssen Global Onkoloji Tedavi Alanı Başkanı Doç. Dr. Peter F. Lebowitz
“Ibrutinib B-hücreli malignite bulunan hastalara umut olmaya devam ediyor ve
FDA’nın, ibrutinibin CLL ve del17p mutasyonu ile yaşayan hastalar için taşıdığı
potansiyeli takdir etmesinden memnuniyet duyuyoruz” diyor. “Bu üçüncü Çığır
Açan Tedavi Unvanı, ibrutinibin del17p kromozomal abnormalite tanısı konan
CLL/SLL hastaları için taşıdığı potansiyel önemi göstermektedir; Pharmacyclics
ve FDA ile birlikte çalışarak ibrutinibin gelişim ve inceleme sürecini mümkün
olduğunca hızlandırma konusunda kararlıyız.”
Şubat 2013’te, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), önceden terapi görmüş,
nükseden veya refrakter (tedavisi güç) Mantle
Hücreli Lenfoma (MCL) hastaları ve Waldenström Makroglobülinemi (WM) hastaları
olmak üzere iki B-hücreli malignite için araştırma aşamasında, oral bir ajan
olan ibrutinibe Çığır Açan Tedavi Unvanı vermişti. 2012 FDA Güvenlilik ve
İnovasyon Anlaşmasının (FDASIA) bir parçası olarak karara bağlanan Çığır Açan
Tedavi Unvanının amacı “ciddi veya yaşamı tehdit edici bir hastalık veya
rahatsızlığı tedavi edecek ve örneğin klinik geliştirmenin erken evrelerinde
gözlemlenen önemli bir tedavi etkisi gibi, bir veya birden fazla son noktada
mevcut tedavilere göre klinik olarak anlamlı bir gelişme gösterebileceğine dair
ön klinik kanıtlar bulunan” yeni ve potansiyel bir ilacın geliştirilmesi ve
değerlendirilmesi için harcanan süreyi kısaltmaktır.1
Kronik
Lenfositik Lösemi ve Küçük Lenfositik Lenfoma Hakkında
Kronik Lenfositik Lösemi (CLL),
beyaz kan hücrelerinde (lenfositler), en yaygın olarak da B-hücrelilerde
görülen, yavaş ilerleyen bir kanserdir. CLL yetişkinlerde en fazla görülen
lösemi tipidir.[1] Kromozom 17’nin bir kısmı
kaybedildiğinde, 17p genetik mutasyonu gerçekleşir. 17p kopması olan CLL
hastalarının tedavi sonuçları yetersizdir.[2] Tanı aşamasında CLL olgularının
%7’sinde 17p kopması bildirilmiştir[3] ve nükseden veya refrakter
hastaların yaklaşık olarak %20 ila %40'ında mutasyon gerçekleşir.[4] Küçük Lenfositik Lenfoma (SLL)
ise, fazla sayıda olgunlaşmamış beyaz kan hücresinin, lenf nodlarının normale
göre fazla büyümesine neden olduğu, yavaş ilerleyen bir lenfomadır.[5]
Ibrutinib Hakkında
Ibrutinib, Bruton tirosin kinaz (BTK) adındaki bir
enzimi hedef alıp, selektif bir şekilde bu enzimi inhibe etmek için
tasarlanmıştır. BTK, hücre göçü ve
yerleşmesi, adezyon ve apoptozisin düzenlenmesi olmak üzere, paralel olarak
ortaya çıkan en az üç kritik B-hücreli pro-sağkalım mekanizmasının temel
medyatörüdür. Bu çoklu
etkileriyle, BTK kötü huylu B-hücrelerinin lenf dokularına yönlendirilmesine
yardımcı olur ve böylelikle sağkalım için gerekli mikro-ortama erişime olanak
tanır.
Ibrutinibin tek başına veya diğer tedavilerle birlikte
etkililik ve güvenliliği, kronik lenfositik lösemi / küçük lenfositik lenfoma,
mantle hücreli lenfoma, diffüz büyük B-hücreli lenfoma, foliküler lenfoma,
Waldenström makroglobulinemi ve multipl myelom da dahil birçok B-hücreli
malignitelerde araştırılmaktadır. Bugüne kadar ibrutinib için beş Faz III
çalışması başlatılmıştır ve toplamda 30 çalışma, halihazırda clinicaltrials.gov
adresinde kayıtlıdır.
[1] How Common is CLL? Leukemia
& Lymphoma Society. http://www.lls.org/#/diseaseinformation/leukemia/chroniclymphocyticleukemia/incidence/.
Accessed March 2013.
[2]Non-Hodgkin’s Lymphomas. Version
1.2013. NCCN Clinical Practice Guidelines
in Oncology. http://www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/nhl.pdf. Accessed March 2013.
[3]Non-Hodgkin’s Lymphomas. Version
1.2013. NCCN Clinical Practice Guidelines
in Oncology. http://www.nccn.org/professionals/physician_gls/pdf/nhl.pdf. Accessed March 2013.
Lymphocytic Leukemia. Hematology. 2010: 481-488.
[5] Small Lymphocytic Lymphoma. National
Cancer Institute. http://www.cancer.gov/dictionary?cdrid=407751. Accessed March
2013.
-----------------------------------
MSD’NİN “GÜVENLİ ANNELİK” PROJESİNE ÖDÜL
04.07.2013 İstanbul- MSD İlaçları’nın desteğiyle, TAP Vakfı tarafından Van İl Halk Sağlığı Müdürlüğü işbirliği ile hayat bulan “Güvenli Annelik” projesi ile MSD, Sağlık Gönüllüleri Derneği’nin Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri kapsamında “Sosyal Sorumluluklarını En İyi Yerine Getiren Sağlık Kuruluşu” özel ödülüne layık görüldü.
MSD’nin, Birleşmiş Milletler’in
anne ölümlerini 2015 yılına kadar %75 oranında azaltmayı amaçlayan Milenyum
Kalkınma Hedefi doğrultusunda 2011 yılında başlatarak tüm dünyada yürüttüğü
Anneler İçin MSD (MSD for Mothers) programının Türkiye yansıması olan “Güvenli
Annelik” projesi, depremden olumsuz şekilde etkilenen Van’ın Merkez ve Erciş
ilçelerinde uygulanıyor.
Anne adaylarının daha rahat ve sağlıklı bir gebelik dönemi
geçirmeleri, doğuma hazırlanmaları, bebekleri için etkili emzirmeyi, bilinçli
anneliği ve lohusalık dönemi bakımını öğrenmeleri amacıyla hayata geçirilen
proje, “ güvenli annelik” bilincini güçlendirmeyi, anne ve bebek sağlığını
geliştirmeyi amaçlıyor. Van ve Erciş’te yaşayan 12,000 kadına ulaşmak üzere hazırlanan
proje, deprem sonrası bölgede yaşayan kadınların, anne adaylarının, lohusaların
ve bebeklerin sağlık hizmetinden düzenli bir şekilde yararlanabilmelerini
hedefliyor.
MSD İlaçları’nın
desteği ile hayata geçirilen ve hazırlık çalışmaları Kasım 2012’de başlayan proje,
sağlıklı bir hamileliğin ve aile planlamasının önemi konusunda farkındalık
yaratmayı, anne adaylarını, anneleri ve eşlerini bilinçlendirmeyi, aynı zamanda
da anne adaylarını sağlık hizmetlerinden düzenli bir şekilde yararlanmaları
için yönlendirmeyi hedefliyor. Proje kapsamında Mayıs 2013 sonu itibariyle
8.434 hane ziyareti yapıldı ve toplamda 16.985 kadına ulaşıldı. Bu toplam içinde
yer alan 15–49 yaş arası kadınlar arasında 1.488 gebe tespit edildi, 306
lohusaya bilgi ulaştırıldı ve 980 gebe ve lohusanın sağlık kurumuna başvuru
yapması sağlandı. Projenin erkekler arasında da farkındalık oluşturma misyonu
doğrultusunda, ev ziyaretleri esnasında hedeflenen 5.000 erkekten daha fazlası
ile görüşüldü. Proje
kapsamında ayrıca 120 sağlık çalışanı ve bölgedeki 15 muhtar TAP Vakfı eğitim
uzmanları tarafından düzenlenen “Güvenli Annelik” bilgilendirme toplantılarına katıldı..
Kasım 2013 sonuna dek toplam 12,000 kadına, 100 kamu sağlığı görevlisine ve 160
sağlık çalışanına ulaşılması planlanan projede, ilk altı ayda hedeflenen
rakamların üzerine çıkıldı.
Ödül ile ilgili açıklamalarda bulunan MSD İlaçları Kurumsal
İletişim Direktörü Pınar Oruç Lembet, MSD’nin dünyanın her yerindeki annelerin
sağlığını korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen “Anneler İçin MSD” inisiyatifine
dikkat çekti ve MSD İlaçları olarak bu inisiyatifi Türkiye’ye de taşımaktan
mutluluk duyduklarını belirtti. Lembet sözlerine şöyle devam etti: “MSD’deki
önceliğimiz yaşamı iyileştirmek ve hayat kurtarmaktır. Kurum kültürümüzün
ayrılmaz bir parçası olan kurumsal sorumluluk yaklaşımımızın odak noktalarından
biri ise, sağlık hizmetlerine erişimi artırmaktır. Bu odak noktasından
hareketle hayata geçirdiğimiz Güvenli Annelik projesinin, ülkemizde kadın
sağlığının korunmasına ve geliştirilmesine katkı sağlamasından dolayı mutluluk
duyuyoruz.”
TAP Vakfı
Hakkında
1985 yılında kurulan, başkanlığını Caroline N. Koç’un
yapmakta olduğu Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı, bireylerinin yaşam
kalitesini yükseltmek, kadınların ve kız çocuklarının bilgiye erişimini
artırmak için toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde çalışmaktadır.
MSD
Hakkında
Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da Merck
olarak bilinen MSD, dünyanın iyiliği için çalışmakta olan, global düzeyde lider
bir sağlık şirketidir. Reçeteli ilaçları, aşıları, biyolojik, tüketici bakımı ve
hayvan sağlığı ürünleri ile MSD, sağlık sektöründe yenilikçi çözümler sunmak
amacıyla 140’ı aşkın ülkede faaliyet göstermektedir. MSD ayrıca geniş kapsamlı
politikalar, programlar ve ortaklıklar aracılığıyla, sağlık hizmetlerine
erişimi sağlamak konusundaki kararlılığını sergilemektedir. Daha fazla bilgi
için: www.msd.com.tr
”Anneler
İçin MSD” Hakkında
10 yıllık ve 500 milyon Dolar bütçeli bir
inisiyatif olan “Anneler İçin MSD”, hiçbir kadının hamilelik ve doğumdan
kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmediği bir dünya yaratmayı
hedeflemektedir. MSD’nin yenilikçi ve hayat kurtarıcı ilaç ve aşılar keşfetme
geleneği üzerine temellenen “Anneler İçin MSD” kapsamında, şirketin bilimsel
çalışmaları ve iş dünyasındaki uzmanlığının yanı sıra, finansal kaynakları ve
insan kaynakları da, tüm dünyada anne ölümlerini azaltmak doğrultusunda
harekete geçirilmektedir. ”Anneler İçin MSD”, kaliteli sağlık hizmetlerine
erişimi artırmaya, yenilikçi ürünler geliştirmeye, bilinçlendirme sağlamaya ve farkındalık
yaratmaya odaklanan dört bileşen etrafında şekillendirilmiştir. İnisiyatif
kanalıyla, bugüne dek 18 ülkedeki 22 anne sağlığı iyileştirme programına bağış
yapılmıştır.
Daha fazla bilgi için: www.msd.com.tr
|
-------------------------------------------
Dünyanın önde gelen ilaç firmalarından Abbott akut böbrek yetmezliğini önlemek amacıyla geliştirilen AP214 hormon analoğunu Danimarkalı Action Pharma’dan 110 milyon dolar karşılığında satın aldığını açıkladı. Bu girişim ile Abbott kronik böbrek hastalıkları alanındaki iddiasını güçlendirmeyi hedefliyor. Özellikle kalp cerrahisi sırasında oluşabilecek akut böbrek yetmezliğini (ABY) önlemek amacıyla geliştirilen AP214’ün satın alınması kronik böbrek hastalıkları (KBH) alanında başarılı adımlar atan Abbott için önemli bir gelişme.
Abbott İlaç Araştırma ve Geliştirme Bölümü Kıdemli Başkan Yardımcısı Dr. John Leonard konuyla ilgili “AP214 ile kalp cerrahisi hastalarında elde edilen klinik deneyim, bunun spesifik olarak tıp camiasında uzun zamandan beri karşılanmamış bir ihtiyaç olan akut böbrek yetmezliğini önlemek üzere onaylanan ilk bileşik olma potansiyelini taşıdığını gösteriyor. Bu satın alma işlemi Abbott’un son evre böbrek bakımına ilişkin geliştirilmekte olan ürünlerini tamamlıyor ve genişletiyor ve bizim böbrek hastalığını tedavi etmedeki mevcut deneyimimiz üzerine inşa ediliyor” şeklinde konuştu.
Action Pharma CEO’su Ingelise Saunders ise “AP214’ün böbrek tedavisi alanında hastaların ve hekimlerin yararına olacak bir ilaç adayının geliştirilmesi için gereken yetkinliğe sahip olan Abbott gibi önemli bir global sağlık şirketine satılmasından dolayı çok büyük bir heyecan duyuyoruz.” dedi. Bu anlaşma çerçevesinde, Abbott, KBH ve diğer ilgili endikasyonları önlemek üzere AP214’ü geliştirmek ve pazarlamak için tüm global hakları satın almış oluyor. Abbott, Action Pharma’ya 110 milyon dolarlık nakit ödeme yapacak ve AP214’ün gelecekteki geliştirme ve pazarlama faaliyetlerinin fonlanmasından sorumlu olacak.
Action Pharma A/S Hakkında
Action Pharma Danimarkalı bir özel biyoteknoloji şirketidir. Action Pharma neredeyse on yıldan beri melanokortin reseptörlerini hedefleyen yeni ilaç adaylarını geliştirmeye odaklanmış ve bunları sonraki ortaklık için klinik kanıtlama aşamasına getirmiştir.
Abbott Hakkında
Abbott sağlık hizmetleri alanında faaliyet gösteren uluslararası bir firmadır. Abbott’un araştırma, geliştirme, üretim ve pazarlama faaliyetleri ilaçtan, beslenme ürünleri, cihazlar ve tanı gereçlerine kadar geniş bir yelpazede medikal ürünü içermektedir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Boehringer Ingelheim, yenilikçi insan kaynakları uygulamalarına bir yenisini daha ekliyor
Boehringer Ingelheim Türkiye, çalışanların “Toplam Kazanç Paketleri” içinde yer alan ek menfaatlerini kendi tercihleri doğrultusunda seçmelerine olanak sağlayan “Esnek Yan Haklar Programı”nı 2 Ocak’ta düzenlediği lansman ile çalışanlarına tanıttı. “Bal gibi hakkınız, dilediğiniz gibi kullanırsınız” sloganı ile tanıtılan ve “Bee Flexible” adı verilen bu program, Nisan 2012 itibari ile çalışanların kullanımına açılacak. Boehringer Ingelheim Türkiye, çalışanlarının ihtiyaçlarını ve yaşam stillerini ön planda tutan bu uygulama ile çalışan bağlılığını arttırmayı hedefliyor.
Boehringer Ingelheim Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Ebru Akça “Çalışanlarımızın farklılıklarına değer vermek kültürümüzün temel öğelerinden biri ve biz de bu farklılığı göz önünde bulundurarak farklı ihtiyaçlara nasıl cevap verebileceğimiz üzerine odaklanarak bir program tasarladık. Program kapsamında çalışanlarımıza sağladığımız olanakların çeşitliliğini arttırmak için mevcut haklarda ne gibi esneklikler sağlanabileceğine dair çalışmalar yaptık. Bee Flexible Esnek Yan Haklar programı çalışanlarımızın ihtiyaçlarına ve beklentilerine değer veren insan kaynakları anlayışımızın ürünüdür. Programın ismini ve görsellerini oluştururken de bu yaklaşımı yansıtmayı hedefledik. “Arı”nın lezzetli bir ürün olan “bal”ın oluşumu için farklı çiçeklere konup nektar almasından yola çıkarak, çalışanlarımızın da yan haklar paketini oluştururken arıların çiçek seçimindeki özgürlüğe sahip olmalarını sembolize ettik. Bu uygulama ile çalışanlarımıza yan haklarında seçim özgürlüğü sağlamakla birlikte aynı zamanda çalışanlarımızda “toplam kazanç” farkındalığını arttırmayı ve dolayısıyla bağlılığa pozitif etki yaratmayı amaçlıyoruz” dedi.
Bee Flexible sistemi ile çalışanlar, online bir portal üzerinde kendilerine özel yan hak paketlerini, kişisel tercih ve ihtiyaçlarına göre şekillendirebilecekler. Program kapsamında, çalışanlar mevcut yan haklarının kapsamını değiştirerek ya da ihtiyaç duymadığı haklarından vazgeçerek ortaya çıkan bütçeyi alışveriş çeki veya seyahat çeki gibi farklı paketler satın alarak değerlendirebilecekler.
Uluslararası alanda tek insan kaynakları standartı olan ve üst seviye olarak kabul edilen Investors In People (İşe Yatırım = İnsana yatırım) ödülüne sahip Türkiye’deki ilk ve tek ilaç firması olma özelliği taşıyan Boehringer Ingelheim Türkiye, bundan sonra da çalışanlarını farklı ve yenilikçi insan kaynakları uygulamaları ile buluşturmayı hedefliyor.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
“İlaç ve Sağlık Dünyası 16 Şubat 2012 tarihinde “6. Pharma Power Conference’da buluşuyor”
Tüm ilaç dünyasını bir araya getiren, sektörün ve sektör çalışanlarının gelişimine ve ilerlemesine önemli katkılar sağlayan Pharma Power Conference, 5 yılını geride bıraktı. ikinci 5 yıllık evresinde bulunan konferans, kapsamlı içeriği, bilgilendirirken eğlendiren yapısı ve farklı etkinlikleri ile her yıl daha büyük katılımlarla gerçekleşiyor.
Pharma Power Conference’da önemli ilaç şirketlerinin yönetim kurulu başkanları, CEO'ları, genel müdürleri ile diğer yöneticiler ve otoritelerden oluşan seçkin konuşmacılar bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaşıyor. Yönetim, liderlik, pazarlama, satış ve kişisel gelişim alanlarından özenle şeçilmiş konular ve uygulamalar, ilaç dünyasında kalıcı izler bırakmanın yollarını gösteriyor. Ayrıca ilaç dünyası profesyonellerinden oluşan konferans katılımcılarıyla bir araya gelme ve bağlantıları güçlendirme imkanını da sağlıyor.
EDWORKS tarafından düzenlenen konferansta, Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, Abbott Türkiye Genel Müdürü Dr.Emin Fadıllıoğlu, Nobel İlaç Genel Müdürü Metin Özgüner, Santa Farma İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Mete Hüsemoğlu, Abdi İbrahim İlaç Pazarlama ve Satış Genel Müdürü Cüneyt Gedikli, Lösev Başkanı Dr.Üstün Ezer, Ogilvy Healthworld Türkiye Genel Müdürü Beril Koparal Ayanoğlu, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Danışmanı Bülent Becan gibi önemli konuşmacılar bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaşıyor.
Pharma Power Conference hakkında ayrıntılı bilgi için:
www.pharmapowerconference.com
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
VODAFONE ve MEDLINE “Uzaktan Hastalık Takibi” hizmetini başlatıyor.
Faaliyet gösterdiği pek çok ülkede mobil sağlık hizmetlerine yönelik uygulamalarıyla yaşam kalitesine katkıda bulunan Vodafone, Türkiye’de sağlık sektörünün önde gelen şirketlerinden Medline işbirliğiyle “Uzaktan Hastalık Takibi” hizmetini başlatıyor.
kaynak: http://www.populersaglik.com/vodafone-ve-medline-mobil-saglık-hizmetiyle-doktor-evinizde-haber1485.htm
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ortadoğu Grup, Nişantaşı Hospital ile sağlık sektörüne dönüyor…
İstanbul, 14.12.2012- Ortadoğu Grup, İstanbul’un en prestijli semtlerinden Nişantaşı’nın sağlık alanındaki ünlü markası Dr. Pakize Tarzi Hastanesi’nin yerinde, yeni bir yatırımla Nişantaşı Hospital’i açmaya hazırlanıyor.
Türkiye’de sağlık sektörünü akreditasyon ile tanıştıran ilk özel hastane olan Memorial’in kuruluş ve işletmesini 1996-2005 yılları arasında yürüten Ortadoğu Grup, sağlık sektöründen ayrılmasının ardından, yakında hizmete açacağı Nişantaşı Hospital ile sektöre kaldığı yerden devam etmeye karar verdi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Pfizer PetStar 2012 Takvimi yeni yıldızlarını bekliyor!
19 Aralık 2011 – Dünya çapında mobil sağlık hizmetlerine yönelik başarılı çalışmalara imza atan Vodafone, bu uygulamaların ilk açılımını, sağlık sektörünün önde gelen kurumlarından Medline Acil Sağlık işbirliği ile hayata geçiriyor. "Uzaktan Hastalık Takibi" hizmeti hastaların Vodafone'un güçlü mobil iletişim altyapısından yararlanarak en güncel sağlık verilerini anında doktorlarıyla paylaşmalarına olanak veriyor. Bu uygulama diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik sağlık sorunlarıyla mücadele eden hastaların yaşam kalitesinde önemli bir iyileşme sağlayacak.
Vodafone ile Medline Acil Sağlık işbirliğiyle hayata geçirilen Uzaktan Hastalık Takibi, hastaların gün içinde kendi şeker veya tansiyon cihazlarıyla ölçtükleri değerleri cep telefonları üzerinden Medline Alarm Merkezi'ndeki doktorlara ulaştırmalarını mümkün kılıyor. Medline, ölçüm değeri standart değerin altında veya üstünde gelen hastalarla hızlıca irtibata geçerek gerekli yönlendirmeleri yapıyor; acil ve hayati durumlarda üyelerin bulunduğu lokasyona ambulans ve ekip sevk ediyor.
Proje kapsamında, hizmete kayıt olurken belirtilen zamanlarda ölçüm değerlerini iletmeyen hastaların takibi de sağlanıyor. Bu üyelere ilk etapta iki adet hatırlatma SMS'i gönderiliyor. Hastanın SMS uyarısına karşılık ölçüm değerini göndermemesi durumunda ise doktorlar bizzat hastayla ya da yakınıyla iletişime geçerek gereken desteği sağlıyor. Periyodik hastane ziyaretleri ve doktor randevularının cep telefonu üzerinden yapılabilmesi hastalara kontrollerini düzenli devam ettirebilmeleri için büyük kolaylık sunuyor. Anlık kontroller hastaların yaşam kalitesinin yükselmesine katkıda bulunuyor.
Vodafone Türkiye Kurumsal İş Birimlerinden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Phil Patel, yeni hizmetle ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:"Sağlık hizmetleri bütçesinin %73'ünün kronik hastalıklara ayrıldığı Türkiye'de, bu hastalarımızın yaşam kalitesini yükseltmek ve onlara ayrılan kaynakların en etkin şekilde kullanımını sağlamak büyük önem taşıyor. Vodafone, mobil sağlık uygulamaları alanındaki küresel bilgi birikimini ve uzmanlığını Türkiye'ye taşıyarak bu alanda ciddi bir katkı sağlıyor.
Ocak 2010'da Vodafone Grup'un sağlık sektörüne teknolojik altyapı desteği sağlamak için başlattığı mobil sağlık uygulamalarının ülkemizdeki ilk adımını Uzaktan Hastalık Takibi hizmetiyle atmış olduk. Uzaktan Hastalık Takibi projemizi bu alanda başka uygulamalarımız takip edecek. Hedefimiz, İngiltere, Kenya, Tanzanya gibi Vodafone'un faaliyet gösterdiği diğer ülkelerde gösterdiğimiz başarı ve tecrübelerin de katkılarıyla mobil iletişim teknolojilerini kullanarak ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesine destek olmaktır."
Medline Sağlık Grubu Genel Müdürü Gürkan Ergenekon ise Vodafone ile gerçekleştirdikleri bu işbirliği ile sağlık ihtiyaçlarını daha etkin karşılamak ve sağlık maliyetlerinde tasarruf sağlamak için teknolojiyi kullandıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Medline Acil Sağlık günümüzün artan hastane öncesi ve sonrası sağlık ihtiyaçları doğrultusunda, kurumlara ve bireylere sunduğumuz hizmetler yeni proje ve işbirlikleriyle genişliyor. Bunun en güzel örneği, Vodafone ile gerçekleştirdiğimiz bu proje. Teknoloji ilerledikçe, bu ilerlemenin sağlık alanına yansımasını da bir gereklilik olarak görüyor ve gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği sayesinde hastaların hayat kalitesinde iyileşme sağlamayı hedefliyoruz. Sağlık alanında sahip olduğumuz tecrübemizi Medline üyeleri ve Vodafone aboneleri ile paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz”.
Vodafone, Uzaktan Hastalık Takibi hizmeti haricinde dünyanın pek çok yerinde çalışma ortamı, ilaca erişim, klinik araştırma süreçleri gibi sağlığın farklı dallarında mobil iletişim teknolojileri aracılığıyla süreçleri kolaylaştıracak, maliyetleri azaltacak projelere imza atıyor. Evde Sağlık ve Uzaktan Sağlık Hizmetleri Yönetimi faaliyetleri sayesinde Vodafone; hastaların evlerinde bakımı, düzenli ilaç hatırlatma servisleri ve uzaktan hayati verilerin takibini sağlayarak onların hayat kalitesine ve sağlık sonuçlarının iyileşmesine katkı sağlarken, sağlık ekonomisine de maliyet etkinliği kazandırmayı hedefliyor.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ortadoğu Grup, Nişantaşı Hospital ile sağlık sektörüne dönüyor…
İstanbul, 14.12.2012- Ortadoğu Grup, İstanbul’un en prestijli semtlerinden Nişantaşı’nın sağlık alanındaki ünlü markası Dr. Pakize Tarzi Hastanesi’nin yerinde, yeni bir yatırımla Nişantaşı Hospital’i açmaya hazırlanıyor.
Türkiye’de sağlık sektörünü akreditasyon ile tanıştıran ilk özel hastane olan Memorial’in kuruluş ve işletmesini 1996-2005 yılları arasında yürüten Ortadoğu Grup, sağlık sektöründen ayrılmasının ardından, yakında hizmete açacağı Nişantaşı Hospital ile sektöre kaldığı yerden devam etmeye karar verdi.
İstanbul’un en prestijli semtlerinden biri olan Nişantaşı’nın geçmişteki ünlü markalarından Dr. Pakize Tarzi Doğum Evi ve Tahlil Laboratuvarı’nın yerinde yeniden inşa edilen Nişantaşı Hospital, kadın hastalıkları ve doğum ile pek çok branşta sağlık sektörüne iddialı bir giriş yapacak.
Yatırımcı grup adına açıklamalarda bulunan Ortadoğu Grup İcra Kurulu Başkanı Mehmet Gür, 50 milyon dolar değerindeki hastanenin kısa bir süre içerisinde hizmete açılacağını kaydetti.
Nişantaşı Hospital Genel Müdürü Metin Genç, alt yapısından kadrosuna, teknolojisinden konforuna kadar, hastaların kendilerini hastanede olduklarını unutturacak yeni bir hastaneyi sağlık hizmetine kazandırdıklarını belirtti.
Genel Müdür Metin Genç, 5000 m2’lik kapalı alana sahip olan Nişantaşı Hospital’in, 39 hasta yatağı, 4 ameliyathane, 10 üçüncü basamak yenidoğan yoğun bakım yatağı, 2 erişkin yoğun bakım yatağı, tam donanımlı acil servis ve görüntüleme merkezine sahip olduğunu, ayrıca teknolojik gelişmelerin sağladığı imkânları kullanarak laporoskopik cerrahide yoğun hizmet vereceklerini ifade etti. Genç, böylelikle hastanın daha az anestezik alacağını, yoğun bakım süresini azaltacağını ve en kısa zamanda normal hayata dönebileceğini ifade etti.
Nişantaşı Hospital’de Başhekimlik görevine getirilen Op. Dr. Sevil Öz, sağlık sektöründe deneyimli bir yatırımcı olan Ortadoğu Grup’un geçmişteki çok büyük ölçekli özel hastane yatırımlarının başarıyla sonuçlandığını, Nişantaşı Hospital’in de güçlü kadrosu, ileri teknolojiye sahip tanı ve tedavi üniteleri, memnuniyet odaklı etkin hasta bakımı ile sadece İstanbul’a değil tüm bölgeye hizmet sunacağını bildirdi.
Başhekim Dr. Sevil Öz, Nişantaşı Hospital’de; Kadın Hastalıkları ve Doğum, Genel Cerrahi, Meme Cerrahisi, Çocuk ve Yenidoğan Hastalıkları, Dahiliye, Enfeksiyon Hastalıkları, Seyahat Hastalıkları, Endoskopi, Anesteziyoloji, Radyoloji ve Diyet branşlarında tanı ve tedavi hizmeti vereceklerini belirtti.
Nişantaşı Hospital’in misyonu; “İnsanlık tarihi boyunca; Hipokrat’tan İbni Sina’ya ve günümüzde pek çok tıp kurumu nitelikli, ekonomik, güvenilir, hasta haklarına saygılı, bilimin ulaşabildiği tüm değerlere açık hizmetler vermeye çalışmaktadır. Biz, tüm bu değerlere duyduğumuz saygının ötesinde entelektüel ve iddialı bir ismi tıbbın hizmetinde marka yapmak üzere yola çıktık. İsmimiz başaracağımızın imzası olacaktır.” olarak açıklandı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Pfizer PetStar 2012 Takvimi yeni yıldızlarını bekliyor!
2012 PetStar Yarışması başladı! Pfizer Türkiye’nin bu yıl yedincisini düzenlediği PetStar Takvim Yarışmasına başvurular devam ediyor. Dileyen tüm kedi ve köpek sahipleri, sevimli dostlarının fotoğraflarını http://www.facebook.com/PfizerTurkiye adresinden paylaşıp, yarışmaya katılabilir.
Pfizer Türkiye Hayvan Sağlığı’nın herkesin katılımına açık olarak 7 yıldır aralıksız düzenlediği PetStar Takvim Yarışmasına 18 Aralık’a kadar başvuru yapılabilecek. Katılımcıların ve jürinin oylarıyla dereceye giren en sevimli adaylar 2012 Pfizer PetStar takviminde yıl boyu hayvan dostlarıyla birlikte olacak.
Bu yıl yarışma Facebook üzerinden yapılan yarışmanın katılımcıları, sayfaya yüklenen kedi ve köpek fotoğraflarını oylayabiliyor. Yarışmaya katılmak isteyenlerin http://www.facebook.com/PfizerTurkiye adresine girerek, sevimli dostlarına ait yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafla başvuruda bulunması yeterli. Tüm kedi ve köpek sahibi hayvan severlerin katılımına açık olan elemelerde takvime girmeye hak kazanan dostlarımızın birbirinden güzel fotoğrafları tüm yıl boyunca masaları süslerken, Pfizer Türkiye Hayvan Sağlığı tarafından kendilerine bakım ürünleriyle dolu bir PetStar seti gönderilecek.
Pfizer PetStar 2012 Takviminde yer alması için başvurular http://www.facebook.com/PfizerTurkiye adresine yapılacak.
10.bin’e yakın üye doktor ve diş hekimi Doktorsitesi.com’da
Doktorsitesi.com, 1 milyona yaklaşan kayıtlı üyesini, 10.bin yakın doktor ve diş hekimiyle buluşturuyor. Her ay ortalama 3.milyon kişinin ziyaret ettiği sitede, doktorlar tarafından hazırlanan makaleler incelenebiliyor, sağlık hakkında merak edilen sorular üye doktorlara sorulabiliyor. Doktorlar ise, kendi uzmanlık alanlarında halkı bilgilendirici konuları ve tecrübelerini paylaşabiliyor, meslektaşları ile iletişim kurabiliyor ve hatta online eğitimlere katılabiliyorlar. Doktorsitesi.com Kurucusu Dr. Erden Asena, bu yılın son çeyreğinde doktorlar ve ilaç firmaları için çok önemli bir projeyi hayata geçireceklerini vurguladı.
Türkiye’nin en büyük online sağlık platformu Doktorsitesi.com, bugün itibariyle üyelerine 10.bin’e yakın üye doktor ve diş hekimine ulaşma imkanı sunuyor. 1 milyona yakın kayıtlı üyesi bulunan site, Türkiye’nin en güvenilir sağlık bilgi platformu olma vizyonuyla hareket ediyor. Doktorsitesi.com’da Genel Sağlık, Kadın Sağlığı, Erkek Sağlığı, Çocuk Sağlığı, Güzellik ve Estetik kategorileri altında siteye kayıtlı doktorların makaleleri yayımlanıyor. Doktorsitesi.com’un ziyaretçileri doktorların iletişim bilgilerine ulaşabiliyor, sordukları soruların yanıtlarını kısa süreler içinde alabiliyorlar.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Medicana Samsun Hastanesi hizmete girdi.
Türkiye’nin en büyük özel sağlık zincirlerinden biri olan Medicana Sağlık Grubu’nun, İstanbul ve Ankara’dan sonra Anadolu’daki en büyük yatırımı, Medicana Samsun Hastanesi 8 Ağustos 2011 Pazartesi günü hasta kabulüne başladı.
Çağdaş alt yapısı ve uzman ekipleriyle, Uluslararası kalite standartlarını temsil eden Joint Commission International Accreditation (JCI) tarafından akredite edilmiş 7 hastanesinde Türkiye’ye gelişmiş ülke standardında hizmet vermenin gururunu taşıyan Medicana Sağlık Grubu’nun; sekizinci hastanesi olan Medicana Samsun Hastanesi 8 Ağustos 2011 Pazartesi günü hizmete girdi.
İstanbul Üniversitesi ve Novartıs işbirliği ile ' İlaç Araştırmaları Birimi' yeni
bilimsel projeler için ilk adım olacak.
bilimsel projeler için ilk adım olacak.
İstanbul Üniversitesi ile Novartis ilaç firmasının 2010 yılında ilaç alanında Ar-Ge çalışmaları yapmak amacıyla başlattıkları stratejik işbirliği sürecinde İstanbul Üniversitesi'nde kurulan İlaç Araştırmaları Birimi'nin açılışı İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, İstanbul Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yağız Üresin ve Novartis Türkiye Başkanı Güldem Berkman'ın yanı sıra İlaç ve Eczacılık Genel Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hanefi Özbek'in katılımıyla gerçekleşti.
Türkiye'nin lider ilaç firmalarından Novartis ile Türkiye'nin en köklü eğitim kurumlarından İstanbul Üniversitesi'nin ilaç alanında araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) çalışmaları yürütmek üzere geçtiğimiz yıl imzaladığı stratejik işbirliği anlaşması çerçevesinde İstanbul Üniversitesi bünyesinde İlaç Araştırmaları Birimi kuruldu. Türkiye’de gerçekleştirilen klinik araştırmaların artırılması amacıyla kurulan ve araştırmaların İstanbul Üniversitesi bünyesindeki araştırmacılar tarafından yapılacağı birimde Faz II, III ve IV düzeyinde, nöroloji, kardiyoloji, enfeksiyon, romatoloji, solunum, transplantasyon, hematoloji ve onkolojinin de dahil olduğu Novartis'in çalıştığı tüm tedavi alanlarında klinik çalışmalar yürütülecek. Yardımcı personel istihdamı, klinik çalışma araştırmacıları ve destek personelinin eğitim ihtiyaçlarının da karşılanması hedeflenen Birim’de eğitim-staj programları, bilgi alış-verişi, hekim - hasta eğitim programları geliştirilmesi gibi birçok farklı alanda işbirliği de gerçekleştirilecek.
'Bilgi çağı bitti, ortak akıl çağı başladı.'
Açılış töreni sırasında konuşma yapan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, “İstanbul Üniversitesi olarak daha görünür olmak ve yeni bilgiler üretmek adına ortak bir akılla hareket etmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu düşüncemizin ışığında ortak bir akıldan kuvvet almak adına Novartis ile bu önemli işbirliğimize imza attık” dedi. Günümüzde bilgi çağının bittiğini ve ortak akıl çağının başladığını belirten Söylet “ Novartis ile bu ortaklığımızın en büyük amacı bilgi ve yenilik üretmek ve bu yenilikleri topluma sunmaktır. Bu amacımızı gerçekleştirmek için attığımız bu adımda başta Sayın Güldem Berkman olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.
TÜRK ECZACILAR BİRLİĞİ’NDEN MESLEKTAŞLARINA ONLINE HİZMET
Türk Eczacılar Birliği (TEB), Novartis ilaç firması desteğiyle eczacılık mesleğinin gelişimini sağlamak ve eczacıların mesleki yeterliliğini arttırmak amacıyla yeni bir projeye imza attı. “TEB- E-ON, Eczacılar için Online Eğitim Platformu” projesi çerçevesinde hazırlanan “Uzaktan Eğitim Modülleri” sayesinde eczacılar geniş bir teknoloji yelpazesi ile mesleki bilgilere kolayca ulaşabilecek.Türk Eczacılar Birliği (TEB), Türkiye’nin önemli ilaç firmalarından Novartis’in desteğiyle, eczacıların meslekî bilgilerini sürekli güncellemelerine, mevcut bilgilerini tazelemelerine ve kişisel kapasitelerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla; “TEB-E-ON, Eczacılar için Online Eğitim Platformu” projesini hayata geçiriyor.
Eczacıların mesleki yeterliliğinin geliştirilmesi, ilaç eczacılık hizmetlerinin görünürlülüğünün pekiştirilmesi amacıyla “Sürekli Mesleki Gelişim” felsefesi çerçevesinde çeşitli meslek içi eğitim programları düzenleyen TEB, bu anlamdaki çalışmalarını geliştirmeye “Uzaktan Eğitim” sistemiyle devam ediyor.
İnternet üzerinden sağlanan bu sistemle; öğretici ve öğrenenin fiziksel olarak farklı mekânlarda olduğu, öğrenmeyi kendi hız ve kapasitelerine göre planladıkları, geniş bir teknoloji yelpazesi kullanarak verimli ve kaliteli bir şekilde öğrenme-öğretme etkinliklerini sürdürebilecekleri bir ortam yaratılıyor. Eğitimdeki tüm sınırları, duvarları ortadan kaldırması hedeflenen bu sistemle isteyene, istediği yaşta, istediği yer ve zamanda öğrenme olanağı sağlamak amaçlanıyor. Zengin görsel materyal kullanımı ve eşzamanlı-farklı zamanlı uygulama olanakları sağlayan bu sistem “mesleki eğitim modülleri”, “kişisel gelişim eğitim modülleri” ve “bilişim teknolojileri eğitimleri” olmak üzere üç ana başlık altında toplanıyor. “Akılcı İlaç Kullanımında Eczacının Rolü”, “Hipertansiyon ve Eczacının Rolü”, “İletişim Sanatı”, “Profesyonel Hayatta Etki İçin Kişisel İmaj” ve “Stres ile Başa Çıkma Yöntemleri” gibi konuları kapsayan bu eğitim modülleri aynı zamanda tüm katılımcılara, Excel ve Word Programlarının en güncel versiyonlarını etkin ve verimli bir şekilde kullanabilme yetisi kazandıracak teknik bilgiler de içeriyor.
www.eczacilikakademisi.org adresi aracılığıyla tüm eczacılara açık olacak bu sistemle eczacılar, kişiye özel ve anında güncelleme imkânı tanıyan online öğrenme yoluyla uzaktan eğitimin tüm olanaklarından yararlanabilecek ve tüm bu eğitim modüllerine sadece bir kullanıcı adı ve şifre ile giriş yapabilecekler.
TEB-E-ON, Eczacılar için Online Eğitim Platformu” projesinin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Eczacılar Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak “Eczacılık mesleğinin gelişmesi, eczacıların mesleki yeterliliğinin arttırılması ve mevcut bilgilerinin güncellenmesi amacıyla “Sürekli Meslekî Gelişim” felsefesi çerçevesinde 2002 yılından bu yana meslek içi eğitim programları düzenlemekteyiz. Bugün bu yolda yeni ve önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Eczacılarımızın meslekî bilgilerini sürekli güncellemelerine ve kişisel kapasitelerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla hazırladığımız bu proje gelişmeye ve kendini yenilemeye devam edecektir.” dedi. Eczacılar için uzaktan eğitim projesinin eczacılık mesleğine ve toplum sağlığının iyileştirilmesine büyük katkı sunacağını ifade eden Çolak, “bu projenin hayata geçirilmesindeki katkılarından dolayı Novartis’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.” şeklinde konuştu.
Novartis Türkiye Başkanı Güldem Berkman ise “ Bilişim ve teknolojinin sürekli gelişmekte olduğu günümüzde, her konuda olduğu gibi eğitimde de önemli dönüşümler yaşanıyor. İnternet sayesinde dünyanın her yanına kolayca ulaşabildiğimiz bu dönemde mesleki eğitim sistemlerinin kolay ulaşılabilir ve pratik olması büyük önem taşıyor. Çağın gerekleri göz önünde bulundurularak hazırlanan bu proje ile eczacılık mesleğine önemli katkılarda bulunulacağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu. Türk Eczacılar Birliği ile bu projeyi yürütmekten büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Berkman, “Attığımız bu adımın, birlikte yürüdüğümüz bu yolda, eczacılarımızın mesleki ihtiyaçlarını karşılamak adına faydalı olacağını umut ediyoruz.” dedi.