Bebek ve çocuk ölümlerini doğrudan veya dolaylı
olarak etkileyen birçok faktör vardır. Dünya genelinde, beş yaş altı ölümlerin
%50’den fazlasında yetersiz beslenmenin katkısı olduğu tahmin edilmektedir.
UNICEF, bebek ve çocuk ölümlerini azaltmanın en önemli yollarından birinin
bebeklerin yeterli sürede ve uygun biçimde emzirilmesi olduğunu belirtmektedir.
Bebeklerin emzirilmesi çocukların büyüme ve
gelişmesine katkıda bulunan en önemli unsurlardan biridir. Besin
teknolojisindeki önemli gelişmelere rağmen, anne sütü bebek için en uygun besin
olma özelliğini devam ettirmektedir.
Anne
sütü tüm besinleri içerir.
Anne sütü, bebeğin yaşamının ilk altı ayında
gereksinimi olan tüm besinleri içerir. Ayrıca temizdir, her zaman uygun
ısıdadır ve anne ile çocuk arasında yakın bir bağ oluşmasını sağlamaktadır.
Bunlara ek olarak, annenin antikorları aracılığı ile bebeğin hastalıklara karşı
korunmasını sağlamakta ve beslenme bozukluklarının ve gıda kaynaklı
enfeksiyonların sıklığını azaltmaktadır. Bu nedenle, bebeğe doğum sonrası en
erken dönemde anne sütü verilmeye başlanması ve anne sütünün ilk altı ay tek
başına, iki yaşına kadar ek besinlerle birlikte verilmesi önerilir.
Emzirme ve anne sütü ile beslenmenin bebek,
anne ve topluma nutrisyonel, immunolojik, gelişimsel, sosyal ve ekonomik birçok
yararı olduğu bilinmektedir. Emzirme ve anne sütü alımı bebeğin yalnızca o
andaki sağlığını etkilemekle kalmayıp uzun dönemde de tip-1 diyabetes mellitus,
çölyak hastalığı ve inflamatuar barsak hastalığı sıklığını azaltmakta,
kolesterol ve kan basıncı düzeylerini düşürmektedir. Emzirmenin bu uzun dönem
yararları yalnız kişisel değil toplumsal anlamda da önem taşıdığından sağlık
politikamızın bir parçası olarak emzirme desteklenmektedir. Ancak emzirmenin
desteklenebilmesi için doğum yapacak kadınların doğumdan önce emzirme konusunda
yeterli bilgi sahibi olması ve emzirme konusunda istekli olmalarını sağlamak
gereklidir. Her ülkenin kendi sosyoekonomik ve kültürel alt yapısına uyan
önlemler alması ve bunun için de toplumda gebelerin emzirme konusundaki bilgi
ve düşüncelerinin değerlendirilmesi ve emzirme durumunun belirlenmesi önem
taşır.
Annelerin
anne sütü konusundaki bilgi gereksinimleri var
Türkiye’de bebeklerin hemen hepsinin bir süre
emzirildiği ve ortalama emzirme
süresinin 16 ay dolayında olduğu bilinmektedir. Buna karşılık, bebeklerin
yaklaşık dörtte birine anne sütünden önce başka bir gıda verilmekte ve hemen
hepsine altıncı aydan önce ek gıdalara başlanmaktadır. Bu bilgiler, Türkiye’de
emzirmenin yaygın bir davranış olduğunu, ancak bebekler uzun dönem emziriliyor
olmasına karşın, annelerin ilk emzirme zamanı, emzirme öncesi sıvı ve mama
verilmesi, sadece anne sütü verilmemesi ve ek gıdaya erken ya da geç dönemde
başlanması gibi konularda bilgi gereksinimleri olduğu ortaya koyulmuştur.
Çalışmalar doğru emzirme konusunda annelerin bilgi ve motivasyonlarının yeterli
olmadığını düşündürmektedir. Bebeğin sadece anne sütü ile beslenmesindeki
başarı, annenin emzirmeye yönelik düşünce ve inançlarına, anne sütü konusundaki
bilgisine, bebeğin ve annenin sağlık durumuna, doğduktan sonraki ilk saatlerde
ve günlerde beslenme durumuna, doğum hemşiresinin laktasyonu sağlamaya yönelik
prenatal ve postpartum girişimlerine ve annenin laktasyon dönemindeki
beslenmesine bağlıdır.
Sonuç olarak; annelerin anne sütü konusundaki
bilgi durumunun yükseltilmesi, doğum öncesi dönemde anne sütü konusunda sağlık
personeli tarafından bilgilendirilmeleri halinde ilk altı ayda sadece anne sütü
ile beslenme oranlarının artacağı yönündedir. Yapılan bireysel görüşmelerde
anneler; doğum sonu ücretli izin süresinin kısa olduğunu, ekonomik nedenlerle
istedikleri kadar ücretsiz izin alamadıklarını, bebeğin anne sütü ile
beslenmesinde ve bakımında sıkıntı yaşadıklarını, süt izni süresinin yetersiz
olduğunu, iş yerinde süt sağma ve emzirme için koşulların uygun olmadığını, işe
başlarken bebeğin bakımı ve beslenmesi konusunda endişe yaşadıklarını dile
getirmektedirler.