meme kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
meme kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ocak 2012

Tıp Dünyasını Heyecanlandıran 3 Yeni Yöntem Meme Kanserinin Nüks Etmesini Geciktiriyor!



Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen Meme Kanseri Sempozyumu’nda tedavi süreciyle ilgili yüz güldürücü sonuçları olan çalışmalar sunuldu. Tıp dünyasını heyecanlandıran yeni gelişmelere göre; yeni yöntemlerle meme kanserinin nüks etmesi daha uzun süreler geciktirilebiliyor!

Meme kanseri gelişmiş ülkelerde kadınlarda en sık görülen kanser olarak karşımıza çıkıyor. Amerika’da 80 yaşına kadar yaşayan her 8 kadından, ülkemizde de her 12 kadından biri hayatının herhangi bir döneminde meme kanserine yakalanıyor. Günümüzde çok sayıda kadının meme kanserine yakalanmış olması bu hastalığın tedavisi için yapılan uluslararası çabaları da arttırıyor. Daha başarılı tedavi yöntemleri için yeni ilaçlar veya kombinasyonlar, binlerce hasta ile yapılan klinik çalışmalarla araştırılıyor.

Kongreye katılan Acıbadem Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gül Başaran’ yeni gelişmeler hakkında şu bilgileri veriyor;

''Osteoporoz ilaçları meme kanserine bağlı nüksü ve ölümü önleyebiliyor''

1. GELİŞME: Osteoporoz tedavisinde ve kemik metastazı olan kanser hastalarında kullanılan ilaç grubu, erken evre meme kanserinde nüksü ve meme kanserine bağlı ölümleri önlüyor.

Kanseri olmayan osteoporozlu hastaların tedavisinde ve kemik metastazı (sıçrama) olan kanser hastalarında, yeni kemik metastazlarını önlemek amacıyla verilen bir ilaç grubu, erken evre meme kanseri hastalarında nüksü ve meme kanserine bağlı ölümleri önlüyor. Yedi yıllık takip sonuçları sunulan araştırmaya göre; menopoza girmemiş, hormon reseptörleri pozitif, yumurtalık fonksiyonları anti-hormon ilaçlarla baskılanarak menopoza sokulan erken evre meme kanseri hastalarında etken maddesi zolendronik asid olan ilacın tedaviye eklenmesi hem hastalığın nüksünü hem de hastalığa bağlı ölümü geciktiriyor. Bu yeni anlayış erken evre meme kanseri hastalarının tedavisinde pek çok onkolog tarafından artık kabul görüyor.

''Hastalığın nüksü 7 ay geciktiriyor!''

16 Ocak 2012

''Meme kanserinin erken tanısında etkinliği kanıtlanmış tek tarama yöntemi ,mamografidir.

Türk Radyoloji Derneği’nden son günlerde meme kanseri tanısında
“ radyasyonsuz yöntem” olarak basında yer alan haberler hakkında basın açıklamasında bulundu. 

Meme kanserinin erken tanısında etkinliği kanıtlanmış tek tarama yöntemi mamografidir.’


Türk Radyoloji Derneği Meme Radyolojisi Çalışma Grubu Raporuna göre;
Kadınlarda en sık ölüme neden olan kanserlerin başında gelen, kadın sağlığını tehdit eden bir hastalı olan meme kanseri ile ilgili 1960 lı yıllardan bu yana erken tanı için çalışmalar yapılmaktadır. Herkes gibi bilim insanları da tek bir düğmeye basarak tüm kanser hücrelerini anında yakalayacak ve yok edecek bir yöntem bulmak isterler. Bu nedenle de bugün tüm dünyada en büyük araştırmalar kanser üzerine yapılmaktadır.

Basında son zamanlarda “meme kanserinde yeni bir tarama yöntemi” bulunduğuna dair yazılar çıkmaktadır. Söz konusu yazılarda “ radyasyonsuz meme kanseri tanısı” yapıldığı iddia edilmektedir. Bu yazılarda mamografi X ışını verdiği ve meme dokusunu sıkıştırdığı için kötülenmektedir. Mamografide kullanılan X ışını çok az miktarda olup dozu insan sağlığı açısından kabul edilebilir sınırlardadır. Sıkıştırma ise meme dokusunun görüntüsünün iyi çıkması için vazgeçilmez bir işlemdir. Zira sıkıştırma sayesinde meme daha az ışın almakta ve görüntüler daha kaliteli olmaktadır.

Yeni denenen yöntemlerin basında yeni ve daha etkin bir yöntemmiş gibi sunulması tehlikeli olabilmektedir. Son gönlerde basında çıkan elektrik impedansı ile çalışan yöntem buna iyi bir örnektir. Bu yöntemin bilimsel olarak kanıtlanmış ve meme kanserini çok erken saptayarak meme kanserinden ölümü azalttığına dair hiçbir kanıt yoktur. Bilimsel makaleler tarandığında böyle bir çalışmaya ulaşılamamaktadır. Kaldı ki bu tip cihazlar birçok normal veya zararsız oluşumları da kansermiş gibi gösterebilmektedirler. Bu durumda hiçbir şikayeti olmayan sağlıklı bir kadında gereksiz yere yeni birçok tetkik yapılmakta veya biyopsi yapılması gerekebilmektedir.

Bu duruma maruz kalan kadınların yaşadığı anksiyete ve sıkıntı göz ardı edilmektedir. Buna eklenen maddi kayıp ta benzer şekilde görülmemektedir. Bu nedenle henüz hiçbir bilimsel dayanağı olmayan yöntemlerin deneysel yöntemler olduğunun bilinmesi ve uygulanacak olan kişilerin de bu konuda aydınlatılması önemlidir. Basının rolü de burada büyüktür. Elektrik empedans yöntemi bilimsel dayanağı olmayan ve meme kanserinin erken yakalanması üzerine etkisi bilinmeyen deneysel bir yöntem olup meme kanseri taramasında hiçbir yeri yoktur.


Ancak günümüze kadar meme kanserinin erken tanısında tarama amaçlı kullanılabilecek mamografiye daha üstün bir teknik geliştirilmemiştir. Birçok yönde çalışmalar yapılmasına rağmen bilimsel olarak kanıtlanmış, meme kanserinden ölümlerde azalmaya belirgin etkisi olduğu gösterilmiş tek tarama yöntemi mamografidir. Kuşkusuz mamografinin X ışını ile çalışması kadınları tedirgin etmektedir. Ancak 1980’li yıllardan beri özellikle batı ülkelerinde çok yaygın olarak kullanılmasına rağmen mamografinin zararlı etkisine ait kanıt yoktur. Verilen X ışını miktarı kabul edilebilir sınırlarda tutulmakta ve teknolojik ilerleme ile de azalmaktadır. Özellikle 1980’li yıllardan sonra mamografinin faydası anlaşıldığından mamografi taraması, ilk olarak batı ülkelerinden başlayarak tüm dünyada yaygınlaşmıştır.

Yapılan tarama programlarının çoğunda tarama ile meme kanserinin erken evrede kontrol edilebileceği ve tarama yapılan kadınlarda yakalanan kanserlerin normal popülasyona göre daha erken dönemde olduğu gösterilmiştir. Genel olarak veriler değerlendirildiğinde Mamografi taraması meme kanserinden ölümü %25-30 arasında azaltmaktadır. Tarama mamografisi sağlıklı kadınlarda klinik bulgu ortaya çıkmadan meme kanserini saptayarak meme kanserinden ölümlerin azalmasını sağlayabilen tek bilimsel olarak kanıtlanmış görüntüleme yöntemidir. Tarama programının amacı meme kanserinden ölümün azaltılması ve ortalama yaşam süresinin uzatılmasıdır. Tarama programına geçen İngiltere ve İsveç de ve yaygın tarama yapılan Amerika da meme kanserinden ölümler 1990’lı yıllardan beri düşmeye başlamıştır. Ölümlerdeki bu azalmanın iki nedeni olmuştur: Bunlardan biri mamografi taramasıdır, diğeri de kemoterapideki gelişmelerdir. Mamografi taramasının bu azalmaya etkisinin kemoterapiye göre daha fazla olduğu ve % 65 oranında olduğu gösterilmiştir.

Tarama mamografisi 40 yaş ve üzeri sağlıklı kadınlarda yapılmalıdır. Ülkemizde yapılan tek çalışmada Türkiye’de meme kanserinin %50‘sinin 50 yaş altında geliştiği izlenmiştir. Bu nedenle 40 yaşdan itibaren her yıl düzenli mamografi kontrolü özellikle ülkemiz kadınları için önem taşımaktadır. Ulusal meme kanseri 2010 konsensus toplantısında 40 yaşdan sonra her yıl düzenli aralıklarla en az 70 yaşına kadar tarama mamografisi yapılması kararı verilmiştir.

TRD YÖNETİM KURULU

http://www.populersaglik.com/radyoloji-dernegi-meme-kanseri-tanisinda-radyasyonsuz-yontem-basin-aciklamasi-haber1497.htm

SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...