unytkanlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
unytkanlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ocak 2012

Unutkanlık günlük yaşamı etkiliyor.

“Her unutkanlık, hastalık habercisi olmamakla birlikte, kişide kaygı uyandırıyorsa, bunu çözmenin yolu bir uzmana başvurmaktan geçer”

Uzm. Dr. Melek Kandemir.
Bayındır Hastanesi Nöroloji Bölümü

Hafıza bozuklukları ve diğer zihinsel yetilerdeki bozukluklar günlük hayat işlevlerini etkileyecek kadar şiddetli hale geldiği zaman buna demans denir. Demans dışında en önemli unutkanlık nedenleri arasında; tirod bezi hastalıkları, depresyon, metabolik bozukluklar, inme, kafa travmaları, beyin tümörleri, açık kalp ameliyatlarında beyin dokusunun kanlanma azlığına bağlı değişiklikler, vücut direncini kıran birçok hastalık sayılabilir. Bu nedenle geniş bir araştırma yapmak ve doğru teşhisi koymak tedavinin ilk adımıdır. Bu demans benzeri bir tablo ile ortaya çıkan ancak tedavisi mümkün olabilecek durumların gözden kaçırılmaması yönünden çok önemlidir.

Alzheimer Hastalığı, en sık görülen demans türüdür.

Alzheimer tüm demansların %50-70’ini oluşturur. İlerleyici olarak beyin hücrelerinin yıkımı ile ortaya çıkan hafıza, öğrenme ve yargılamadaki bozukluklar olarak görülür. 65 yaşında Alzheimer görülme oranı %3 iken, 85 yaşından sonra %50'lere çıkar. Hastalığın nadir görülen genetik formları da vardır ki burada birçok aile bireyinde hastalık erken yaşta görülebilir. Kesin teşhis ancak beyin dokusunun mikroskobik incelemesi ile yapılmakla beraber, yeni tanısal araçlarla %90 doğruluk ile teşhis konabilir.

Tanı ve Tedavi

Günümüzde Alzheimerın kesin tedavisi mevcut olmamakla birlikte ilaç tedavilerinin, hafıza, yargı ve yeni bilgi öğrenmedeki bozuklukları azaltmada ve geciktirmede yardımcı olduğu, davranışsal bulguların düzeltilmesinde rol oynadığı, hastalığın genel olarak ilerlemesinde de yavaşlatıcı etkileri olduğu düşünülmektedir. Huzursuzluk, isteksizlik, uyku bozuklukları, sanrılar, hayal görmeler ve saldırgan davranışlar için yardımcı ilaçlar da kullanılabilir. Hekim, mevcut tedavi seçenekleri arasından hasta için uygun olanına karar verir.

Hasta ile yapılacak ayrıntılı bir görüşme ve dikkatli fizik, nörolojik ve psikiyatrik muayene ile birlikte aile bireylerinin vereceği bilgiler son derece önemlidir. Depresyon ile demans ilişkisi özel bir önemde ele alınmalıdır. Ardından ‘Nöropsikolojik test' olarak isimlendirilen, başta hafıza olmak üzere tüm zihinsel yetilerin değerlendirildiği bir dizi test uygulanır. Bu testler ile kişinin dikkat ve konsantrasyonu, yakın ve uzak hafızası, dil yetileri, düşünce oluşum hızı, el-göz koordinasyonu, görsel becerileri, tasarlama, karar verme, soyutlama yetileri değerlendirilir. Beyin bilgisayarlı tomografisi veya manyetik rezonans görüntüleme ile beyin içinde işlevleri bozabilecek bir başka sorun (tümör, kanama vs) olmadığından emin olunur. Belirli demans sendromları için özel beyin görüntüleme bulguları açısından değerlendirilir. Elektroensefalografi incelemesi yapılarak dikkat, konsantrasyon ya da algıyı bozabilecek ilave bir sorun olup olmadığı araştırılır.

Geniş bir laboratuvar değerlendirme ile tiroid bozuklukları, vitamin eksiklikleri, metabolik bozukluklar, altta yatan bir kronik enfeksiyon gibi demansa sebep olacak diğer etkenler araştırılır. Bulgular değerlendirilerek tanı konur, hastalığın tedavi ve takibini içeren süreç başlatılır. Hastanın sahip olduğu kalp-damar hastalıkları, diyabet gibi sistemik hastalıkların da kontrol altında tutulmasının, demansın seyrini ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyeceği bilinmeli ve bu açılardan da takip edilmelidir. Akılda tutulması gereken en önemli nokta, belirtileri birbirine çok benzer olan bazı hastalıkların sebeplerinin, tedavi yöntemlerinin ve tedaviye cevaplarının çok farklı olduğudur.

Normal yaşlanmada, zaman zaman hatırlamada güçlükler olabilir ancak Alzheimerda bu, giderek şiddetlenen ve günlük yaşam işlevlerini etkileyen bir durumdur. Hastalığın erken devrelerinde unutkanlık, kelime bulma güçlüğü ve günlük işlevlerde zorluklar, yardıma ihtiyaç baş gösterir. Hastalık ilerledikçe, huzursuzluk, kafa karışıklığı, isteksizlik, uyku bozuklukları, sanrılar ve hayal görmeler gelişir. Son dönemlerinde, hastanın yakınlarını tanıması ve iletişimi bozulur.

İlaç kullanımı ile birlikte hastanın yaşam şartlarının ona uygun hale getirilmesi de tedavinin bir parçası olarak ele alınmalıdır. Çevre değişikliği, yolculuklar, hastane yatışı, eve yeni kimselerin gelişi, demansı olan hastaları çok çabuk huzursuz edebilir. Bu nedenle mümkün olduğunca çevrelerini sabit tutmak, günlük alışkanlıklarını korumak için çaba sarf edilmelidir. Görebileceği bir yerde zamanı hatırlatacak bir takvim ve saat bulundurmak, tehlike teşkil edecek kesici, yanıcı eşyaları kolay ulaşabileceği yerlerde bulundurmamak, kontrolsüz olarak evden dışarı çıkmasını engellemek gerekir.

Aileler için de destek ve tedavi programları uygulanmalıdır.

Ailede Alzheimer gibi, uzun süreli, ciddi fiziksel ve zihinsel yıkıma sebep olan bir hastalığa sahip bir birey bulunduğu zaman, bundan, başta hastaya bakım verenler olmak üzere tüm aile etkilenir. Bu nedenle hastalar için olduğu gibi aileler için de destek ve tedavi programları uygulanmalıdır.

Hafıza Bozuklukları Ünitesinin Amacı

*Hafıza ve diğer zihinsel yetilere ait şikayetleri, davranış değişikliklerini değerlendirip yakınmaların bir demans süreci ile ilişkili olup olmadığını teşhis etmek,
*Depresyon, dikkat eksikliği gibi demans dışı nedenlerden kaynaklanan yakınmalara uygun tedaviyi önermek,
*Demans tanısı konursa, nedenini saptayarak, tedavisi mümkün olanlarda hızla tedaviye başlayarak yakınmaları düzeltmek,
*İlerleyici olan durumlarda gereken önlemleri almak, planlanan tedaviyi uygulamak, hastanın ve yakınlarının uygun biçimde yönlendirilmesini sağlamaktır.

Kimler Hafıza Bozuklukları Ünitesine başvurmalı?

*Yeni bilgi edinme ve hatırlamada zorluk çekenler;
*Yemek yapmak, evin düzenini sürdürmek, araba kullanmak, karar vermek, bütçelerini planlamak gibi önceden yaptıkları *işleri yapmakta zorlananlar, bulunduğu yeri, yolu şaşıranlar.
*Eskisine nazaran daha durgun olanlar, ya da kontrolsüz davranışlar gösterenler.
*Konuşmalarında tutukluk, kelime bulma güçlüğü olanlar.

SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...