MR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Aralık 2010

TIBBIN GÖREN GÖZÜ ‘RADYOLOJİ'

Kasım 1895'de Wilhelm Conrad Röntgen 'in X- ışınlarının keşfi ve aynı yıl ilk kez X- ışınlarının tanı amaçlı kullanımının başlamasıyla birlikte, tıpta önemli bir çağın da başlangıcı oldu. O günden bugüne teknolojideki baş döndürücü gelişme ve ilerleme radyolojiyi tanı ile birlikte tedavi edecek duruma getirdi.
31. Radyoloji Kongresi 7-12 Kasım tarihlerinde Antalya'da gerçekleşti. Kongre Başkanı, TRD (Türk Radyoloji Derneği) ve TGRD (Türk Girişimsel Radyoloji Derneği) Başkanı Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Okan Akhan 'la radyolojinin dünü, bugünü ve geleceğini konuştuk.

Popüler Sağlık: 31. Ulusal Radyoloji Kongresi'ne geniş bir katılım sağlandı.Kongre bilimsel programında hangi konular tartışıldı? Genel bir yorumunuzu alabilirmiyiz?

Prof. Dr.Okan Akhan : Kongremize 1600
kişiye yakın meslektaşımız katıldı. Tarihindeki en yüksek sayıydı. Bilimsel çalışmalar da oldukça fazlaydı. Çünkü ,Türkiye'de radyoloji alanı uluslar arası standartlarla karşılaştırıldığında,bilimsel üretkenliği yüksek olan alanlardan biridir.Dünyanın önemli bilimsel dergilerinin bir çoğunda Türkiye kaynaklı çalışmalar ilk beş sırada görülmektedir.Rahatlıkla söyleyebilirim ki, bilimsel üretkenliği yüksek bir radyoloji ailesi olarak, uluslararası kriterleri başarı ile üstlenebiliyoruz.
Kongrede çok değişik ve çeşitli konularda önemli çalışmalar yapıldı. Özellikle hasta ve hekimi korumaya yönelik X- ışınlarını nasıl azaltabiliriz,daha az doz nasıl verebiliriz en çok konuştuğumuz konuların başında geldi.Meme, karaciğer, böbrek gibi bir çok alanda, alanımızın öncü uzmanları konuşmalar yaptı.

Popüler Sağlık: ‘ Tıbbın gören gözü' tanımı ile anlatılmak istenen nedir?

 Prof. Dr.Okan Akhan : İlk kez X- ışınlarının keşfi ile o güne kadar sadece muayene ile tanı koyan hekim, o tarihten sonra başka bir göze sahip oldu . ‘ Radyoloji tıbbın gören gözü' derken aslında kastımız ,elimizdeki görüntüleme yöntemleri ile iç organlarını görebildiğimizi, anatomilerini anlayabildiğimizi, patolojilerini görüp ayrıştırabildiğimizi söylemek istiyoruz. Yüksek oranda hızla ve doğru tanı koymanın,tedavi için de çok önemli olduğu biliyoruz.Erken yakalamak demek de ‘ Radyoloji ' demektir.  
Popüler Sağlık: Tanıları desteklemede çok önemli bir yeri olan radyoloji bilim dalının, teknolojideki gelişmeler ile birlikte ulusal ve uluslar arası alanda bulunduğu yer nerdedir? 

Prof. Dr.Okan Akhan : Teknoloji ve bilimdeki gelişmelerle birlikte bugün kullandığımız yöntemlerle bütün hastalıkların tanısını koyma şansına sahibiz. Bilgisayar teknolojisinin günümüzde ilerlemesi ile 3 boyutlu tomografi ile damarları değerlendirebiliyoruz. Koroner arterleri 5-7 sn içinde tarayabiliyoruz. Kısa bir sürede kireçlenme ve tam darlığı tespit edebiliyoruz. Son derece kısa bir sürede koldan ven içerisine opak madde ile süreci tamamlıyoruz.3- 4 dakikalık bir süreçte yüksek doğruluk oranı ile bilgi elde edebiliyoruz.BT ile yaptığımız anjiyografi,daha önceden yaptığımız anjiyografilerin yerini tanı amaçlı olarak büyük ölçüde almıştır. Tanıyı görüntüleme ile elde edemediğimiz zaman,bunların kılavuzluğunda damardan girdiğimiz küçük iğnelerle istediğimiz noktada istediğimiz biyopsiyi yapabiliyoruz.Bize gelen hastaya ya tek tanı koyabiliyoruz yada bir pataloji raporu çıkarıyoruz. Radyoloji alanı özellikle ‘Girişimsel Radyoloji' en ileri alanlarımızdan biri. Hatta girişimsel radyolojinin bazı alanlarında, dünyaya öncülük ediyoruz.  
Popüler Sağlık: Türk Radyoloji Derneği olarak eğitime çok önem veriyor ve eğitim toplantıları düzenliyorsunuz. Gelecekteki eğitim projelerinizden bahseder misiniz?    

SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...