girişimsel radyoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
girişimsel radyoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Nisan 2011

Aort Anevrizma ve Disseksiyonlarında Endovasküler Tedavi


Günümüzde aort anevrizmalarının endovasküler tedavisi, seçilmiş ve yüksek riskli hastalarda yaygın olarak kullanılan bir tedavi. Abdominal aort anevrizması ve Torasik Aort anevrizması tanısı alan hastalar, endovasküler stent greft tedavisi ile kısa sürede normal yaşamlarına dönebiliyor.

Son yıllarda gelişmiş teknoloji ürünü olan stent-greftlerin kullanıma sunulması ile birlikte aort anevrizma ve disseksiyonlarının tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmektedir.Ülkemizdeki başarılı girişimsel radyologlarımızın çalışmaları dünya tıp otoritelerince de kabul görmektedir. Uluslar arası başarıları ile tanınan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr.Füruzan Numan, ‘Aort Anevrizma ve Disseksiyonlarında Endovasküler Tedavi’ ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Popüler Sağlık: Aort’un nasıl bir yapısı var ve aort damarı ne şekilde zarar görüyor?

Prof.Dr.Füruzan Numan:Aort kalpten çıkan ve vücudun tüm atardamar ağının kaynak aldığı ana arterdir. En büyük atardamarımız olan aort, göğüs veya karın bölümlerinde yer alıyor. Aort anevrizması vücudun en büyük atardamarı olan aortun duvar yapısının zayıflaması ve çapının genişlemesi anlamına gelir. Damar duvarı yapısındaki elastik liflerin dejenere olması aort anevrizmalarında en sık rastlanan etkendir ve genetik bir eğilim gösterir . Normal çapının üstünde genişlemesi ile anevrizmanın aniden yırtılması ile ortaya çıkıyor.

Popüler Sağlık: Anevrizma belirtileri nelerdir?

Prof.Dr.Füruzan Numan:Belirtilerde sızıntıya bağlı çoğu zaman bel ve kalçalara doğru yayılan ağrı şikayetleri veya karın bölgesinde kalp atışlarıyla birlikte “atan” bir şişkinlik, dolgunluk , huzursuzluk , tansiyon gibi farklılar gözlemlenebilir . Bunlar hastalığın yegane belirtisi olabilir. Bazen de hiç bir belirti vermeden büyük çaplara ulaşan balonlaşmalar, yırtılarak ani ölümlere sebep olurlar. Burada anevrizmanın yapısı çok önemli. Bazen çok büyük bir plak koptuğunda kurtarmak mümkün olmayabiliyor.Çok ufak bir sızıntı ile kendini kapatabilir emniyete alabilir.Ama aort’ta büyük bir yırtılma ile olmuşsa , büyük bir yırtık plak varsa hastayı kurtarmanız çok zor. Ölüm oranı çok yüksek. Özellikle de genç hastalarda Aort disseksiyonu çok önemli. 24 saat içinde yaparsanız hastayı kurtarabilirsiniz. İlaçla kesin tedavi mevcut değil. Statin kullanımı ile kolestrol düzeyinin ve tansiyonun kontrol edilmesine , yavaşlatıcı etkide bulunur.

Popüler Sağlık: Genç hastalarda çok önemli oluğunu söylediniz. Biraz daha önemini açar mısınız?

Prof.Dr.Füruzan Numan:Tip B , Aort disseksiyonu, en sık görülen tipidir. Yırtılmaya bağlı olarak aniden oluşan sırt ağrısı hızlı tanı ve tedavi yaklaşımını gerektiren, sonrasında yoğun izlem ve yakın takibin şart olduğu bir aort patolojisidir. Bazen bu yırtılma dışa sızan kanamalara , iç organlarda ve bacak damarlarına beslenme sorunu yaratır ki müdahale edilmemesi %50-80 ölüm nedenidir.Tanının hızlı yapılması ve maksimum 24 saat içinde tedavi edilmesi hayati önem taşıyor. Endogreft stend %100 hayat kurtarabilir. Eğer böbrek, karaciğer , dalak , bağırsaklara giden yada bacaklara giden damarlarda bir akım azalması söz konusu ise erken müdahale şart.Damara girip stentle o yolun yeniden şekillendirilmesi ve o damarların açılması lazım. Yukarıdaki yırtığı endogreftstent ile kapatıyorsunuz. İlk yırtık yeri torakal’de oluyor, disseksiyon göğüs bölgesinde oluyor. Şiddetli ağrıda hemen medikal tedavi ile tansiyon düşürülmelidir.

17 Aralık 2010

TIBBIN GÖREN GÖZÜ ‘RADYOLOJİ'

Kasım 1895'de Wilhelm Conrad Röntgen 'in X- ışınlarının keşfi ve aynı yıl ilk kez X- ışınlarının tanı amaçlı kullanımının başlamasıyla birlikte, tıpta önemli bir çağın da başlangıcı oldu. O günden bugüne teknolojideki baş döndürücü gelişme ve ilerleme radyolojiyi tanı ile birlikte tedavi edecek duruma getirdi.
31. Radyoloji Kongresi 7-12 Kasım tarihlerinde Antalya'da gerçekleşti. Kongre Başkanı, TRD (Türk Radyoloji Derneği) ve TGRD (Türk Girişimsel Radyoloji Derneği) Başkanı Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Okan Akhan 'la radyolojinin dünü, bugünü ve geleceğini konuştuk.

Popüler Sağlık: 31. Ulusal Radyoloji Kongresi'ne geniş bir katılım sağlandı.Kongre bilimsel programında hangi konular tartışıldı? Genel bir yorumunuzu alabilirmiyiz?

Prof. Dr.Okan Akhan : Kongremize 1600
kişiye yakın meslektaşımız katıldı. Tarihindeki en yüksek sayıydı. Bilimsel çalışmalar da oldukça fazlaydı. Çünkü ,Türkiye'de radyoloji alanı uluslar arası standartlarla karşılaştırıldığında,bilimsel üretkenliği yüksek olan alanlardan biridir.Dünyanın önemli bilimsel dergilerinin bir çoğunda Türkiye kaynaklı çalışmalar ilk beş sırada görülmektedir.Rahatlıkla söyleyebilirim ki, bilimsel üretkenliği yüksek bir radyoloji ailesi olarak, uluslararası kriterleri başarı ile üstlenebiliyoruz.
Kongrede çok değişik ve çeşitli konularda önemli çalışmalar yapıldı. Özellikle hasta ve hekimi korumaya yönelik X- ışınlarını nasıl azaltabiliriz,daha az doz nasıl verebiliriz en çok konuştuğumuz konuların başında geldi.Meme, karaciğer, böbrek gibi bir çok alanda, alanımızın öncü uzmanları konuşmalar yaptı.

Popüler Sağlık: ‘ Tıbbın gören gözü' tanımı ile anlatılmak istenen nedir?

 Prof. Dr.Okan Akhan : İlk kez X- ışınlarının keşfi ile o güne kadar sadece muayene ile tanı koyan hekim, o tarihten sonra başka bir göze sahip oldu . ‘ Radyoloji tıbbın gören gözü' derken aslında kastımız ,elimizdeki görüntüleme yöntemleri ile iç organlarını görebildiğimizi, anatomilerini anlayabildiğimizi, patolojilerini görüp ayrıştırabildiğimizi söylemek istiyoruz. Yüksek oranda hızla ve doğru tanı koymanın,tedavi için de çok önemli olduğu biliyoruz.Erken yakalamak demek de ‘ Radyoloji ' demektir.  
Popüler Sağlık: Tanıları desteklemede çok önemli bir yeri olan radyoloji bilim dalının, teknolojideki gelişmeler ile birlikte ulusal ve uluslar arası alanda bulunduğu yer nerdedir? 

Prof. Dr.Okan Akhan : Teknoloji ve bilimdeki gelişmelerle birlikte bugün kullandığımız yöntemlerle bütün hastalıkların tanısını koyma şansına sahibiz. Bilgisayar teknolojisinin günümüzde ilerlemesi ile 3 boyutlu tomografi ile damarları değerlendirebiliyoruz. Koroner arterleri 5-7 sn içinde tarayabiliyoruz. Kısa bir sürede kireçlenme ve tam darlığı tespit edebiliyoruz. Son derece kısa bir sürede koldan ven içerisine opak madde ile süreci tamamlıyoruz.3- 4 dakikalık bir süreçte yüksek doğruluk oranı ile bilgi elde edebiliyoruz.BT ile yaptığımız anjiyografi,daha önceden yaptığımız anjiyografilerin yerini tanı amaçlı olarak büyük ölçüde almıştır. Tanıyı görüntüleme ile elde edemediğimiz zaman,bunların kılavuzluğunda damardan girdiğimiz küçük iğnelerle istediğimiz noktada istediğimiz biyopsiyi yapabiliyoruz.Bize gelen hastaya ya tek tanı koyabiliyoruz yada bir pataloji raporu çıkarıyoruz. Radyoloji alanı özellikle ‘Girişimsel Radyoloji' en ileri alanlarımızdan biri. Hatta girişimsel radyolojinin bazı alanlarında, dünyaya öncülük ediyoruz.  
Popüler Sağlık: Türk Radyoloji Derneği olarak eğitime çok önem veriyor ve eğitim toplantıları düzenliyorsunuz. Gelecekteki eğitim projelerinizden bahseder misiniz?    

SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...