Ankilozan spondilit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ankilozan spondilit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mayıs 2014

"Bel Ağrınızı Sorgulayın''




Hayatı ve hareketi kısıtlayan, ağrıya, iş görmezliğe, psikolojik sorunlara ve ileri evrelerde bazı hastalarda kamburluğa neden olabilen ve hastalığı sıklıkla genç erkeklerde görülen Ankilozan Spondilit'in (AS) en önemli belirtisi, bel ağrısı.



Türkiye Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ertenli, Türkiye Romatoloji Derneği olarak, "Bel Ağrınızı Sorgulayın" başlıklı bilinçlendirme kampanyası ile Ankilozan Spondilit (AS) hastalığı’nın erken dönemdeki en önemli bulgusu olan inflamatuvar bel ağrısı farkındalığını artırmayı ve inflamatuvar bel ağrısı olan hastaların en kısa sürede bir romatoloji uzmanına başvurarak uygun tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtiyor.

3 AYDAN UZUN SÜREN VE İSTİRAHAT İLE ARTAN BEL AĞRISINA DİKKAT!

İnflamatuvar bel ağrısı, aralarında AS’nin de bulunduğu önemli bazı romatizmal hastalıkların erken dönemdeki en önemli bulgusu. 40 yaş öncesinde başlayan, 3 aydan daha uzun süre devam eden, aniden değil yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip hareket etmekle azalan ve ’inflamatuvar bel ağrısı‘ adı verilen bu ağrıya sahip kişilerde AS olma olasılığı bulunmaktadır.

Bu romatizmal hastalıklar erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabilmekte, böylece hastaların yaşamlarına ağrısız ve hareket kısıtlılığı olmadan devam etmeleri sağlanabilmektedir. AS hastalarının mümkün olan en kısa zamanda doğru teşhis ve tedaviye ulaşarak fonksiyonel durumlarının ve yaşam kalitelerinin iyileştirilebilmesi için inflamatuvar bel ağrısı farkındalığının artırılması gerekmektedir.
Erkeklerde kadınlardan daha sık görülen AS, hastaların çocuklarını kucaklarına alıp kaldırmalarını, onlarla doyasıya oynamalarını, gece rahat uyumalarını, hatta çoraplarını, ayakkabılarını giymelerini bile engelleyebilmektedir. Hastalarda yol açtığı engellenme duygusu, psikolojik sorunlara yol açabilmekte, hastalığın neden olduğu problemlerin yelpazesini daha da genişletmektedir. 

''Ankilozan Spondilit (AS) çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkıyor’’

AS çoğunlukla genç yaşlarda ortaya çıkan ve omurga, kuyruk sokumu kemiği ile leğen kemiğini birleştiren sakroiliyak eklemleri etkileyen bir romatizma hastalığıdır. Genç yaşlarda en üretken çağda ortaya çıkan bu hastalık, sabahları yol açtığı tutukluk nedeniyle işe gitmeyi zorlaştırmakta, çalışma hayatına ara verilmesine dahi yol açabilmektedir. Birçok kişi için hayatı anlamlı kılan gündelik rutin işler, doğru tanı ve tedaviye ulaşamayan AS hastaları için ne yazık ki mümkün değildir. AS’de bel ağrısı dışında sırt, boyun ve kalçaların arka kısımlarında da ağrı hissedilebilir. Hastalığın son aşamasında bazı hastalarda toplum arasında ’kamburluk‘ olarak bilinen sırt ve boyun deformasyonu görülebilir. AS’nin bel fıtığındaki ağrıdan en önemli farkı, ağrının istirahat halinde artması ve aktiviteyle (hareketle) azalmasıdır. Her 100 ankilozan spondilit hastasından 7’sinin öyküsünde bel fıtığı ameliyatına rastlanmaktadır. Ankilozan spondilit en çok bel fıtığıyla karışmakta, her 3 ankilozan spondilit hastasından biri en başta bel fıtığı tanısı almaktadır.

“Bel Ağrınızı Sorgulayın” kampanyası

Her yıl Mayıs ayının ilk haftasının ''Dünya Ankilozan Spondilit Haftası’’ ve Cumartesi gününün de “Dünya Ankilozan Spondilit Günü” olduğunu ve bu hastalığa dikkat çekmeyi hedeflediklerini belirten Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli; “Türkiye Romatoloji Derneği olarak, romatizmal hastalıkların toplumun geniş kesimlerince tanınması ve romatizmalı hastaların mümkün olduğunca erken dönemde doğru tedaviye ulaşarak sağlıklı bir yaşam sürmesi öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Kampanyamızın amaçlarına ulaşması için medyanın ilgisi ve desteği bizim için çok önemli” dedi. 
Türkiye Romatoloji Derneği, “Bel Ağrınızı Sorgulayın” kampanyası dâhilinde, getirdiği fiziksel ve psikolojik sorunlarla toplumsal yükü ve maliyeti oldukça fazla olan engelleyici bir sağlık sorunu olan Ankilozan Spondilit (AS) hastalığı ile ilgili bilinç uyandırmayı hedefliyor.


Eğer;
  1. Bel ağrınız 40 yaşından önce mi başladı?
  2. Bel ağrınız 3 aydan uzun süredir mi devam ediyor?
  3. Ağrınız aniden değil, yavaş yavaş mı başladı?
  4. Bel ağrınızdan dolayı sabahları yataktan kalkmak zorlaşıyor mu?
  5. Ağrınız, hareket ettiğinizde azalıyor mu?
Bu sorulardan bazılarına “evet” yanıtı verdiyseniz sizde İnflamatuvar Bel Ağrısı olabilir. Kesin teşhis için mutlaka ve en kısa zamanda bir romatoloji uzmanına başvurun.
İnflamatuvar bel ağrısının en önemli özellikleri;
  • 40 yaşından önce başlaması,
  • 3 aydan uzun süre devam etmesi,
  • Aniden değil yavaş yavaş başlaması (sinsi başlangıç göstermesi),
  • Dinlenmeyle (özellikle gecenin 2. yarısında/sabaha karşı) ortaya çıkması, hareketle azalması,
  • Ağrıya yarım saatten daha uzun süren sabah tutukluğunun/katılığının eşlik etmesi,
  • Ağrı ve tutukluğun kortizon dışı anti-inflamatuvar ilaçlara çok iyi yanıt vermesidir.
İnflamatuvar bel ağrısı, aralarında AS*’nin de bulunduğu önemli bazı romatizmal hastalıkların erken dönemde ilk bulgusu olabilir. Bu romatizmal hastalıklar, erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabilmekte ve hastaların yaşamlarına ağrısız ve hareket kısıtlılığı olmadan devam edebilmeleri sağlanabilmektedir.

AS hastalığı kampanyası,tanı ve tedavi hakkında detay bilgi için : www.belagrinisorgula.com



29 Şubat 2012

HER BEL AĞRISI FITIK DEĞİLDİR.

''Bel ağrısıyla ilgili doğru bilinen birçok yanlış var. Yanlış bilinenlerin yanında bir de yanlış uygulamalar var.''

Prof. Dr. İhsan ERTENLİ
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı
Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi

Erişkin yaş grubunda bel ağrısı sıklığı % 70-80’dir. Yani çoğumuzun hayatımızın bir döneminde beli ağrır. Ve yazık ki bel ağrısı ile halk arasında bilinenlerin çoğu yanlıştır. Her bel ağrısının bel fıtığı olduğundan uzun süre yatak istirahatının gerektiğine, film ve MR çekilmeden tanı koyulamayacağına, ameliyat olmadan iyileşme olmayacağına kadar birçok yanlış inanışın yanı sıra “bardak çekmek, sülük sarmak, bel çektirmek” gibi pek çok yanlış uygulama da sık gördüğümüz ve tehlikeli olabilecek uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çoğu hastaya beliniz ağrıyor mu? diye sorduğunuzda “evet benim bel fıtığım var” cevabını alırsınız. Oysa bel ağrılarının % 90-95’i “basit bel ağrısı” dediğimiz, mekanik olaylardan kaynaklı ağrılardır ve 4-6 hafta içinde ilaçla veya ilaçsız kendiliğinden geçer. Bel fıtığı, bel ağrısı nedenleri arasında yaklaşık % 5’lik bir grubu oluşturur. Bacak ağrısının eşlik ettiği veya daha baskın olduğu durumlara halk arasında “siyatik” denir, ki bu da aslında bir bel fıtığı bulgusudur. Yaygın inanışın tersine çoğu hastada ameliyat gerekmez, 4-12 hafta içinde iyileşme görülür. Ameliyat ancak ağır sinir basısına bağlı olarak güç-duyu kaybı olan durumlarda veya geçmeyen şiddetli ağrı varlığında gerekli olur.
 
“Alarm bulguları”


Bel ağrısı olan hastada “alarm bulguları” dediğimiz bazı bulgular bel ağrısının önemli olabileceği konusunda hekime ipucu verir. Hastanın yaşlı olması, ağrının travma sonrası ortaya çıkması, uzun süren şiddetli ağrı varlığı, ateş, kilo kaybı gibi infeksiyon varlığını veya sistemik hastalık varlığını düşündüren bulguların olması ve ”inflamatuar bel ağrısı” adını verdiğimiz tablonun görülmesi bel ağrısının önemli olduğunu ve ileri tetkikler ile araştırılması gerektiğini gösterir.

“Ankilozan spondilit” olabilirsiniz.

İnflamatuar bel ağrısı “ankilozan spondilit” dediğimiz ve omurgayı hareketsiz hale getiren hastalığın en önemli ve erken görülen bulgusudur. Erken teşhis ve tedavi ile uzun sakatlık gelişiminin engellenebilecek olması nedeniyle hastalığın erken tanısı çok önemlidir. Oysa bütün dünyada hastalığın iyi bilinmemesi nedeniyle tanıda ortalama 7-10 yıllık gecikme olmaktadır. Kırk yaşından önce başlayan, üç aydan uzun süreli, sinsi başlangıçlı, hareket ile azalan, istirahat ile artan, sabah kalkınca belde tutukluğu eşlik ettiği, gece sabaha karşı ağrının arttığı, yer değiştiren kalça ağrısın eşlik ettiği ağrı inflamatuar bel ağrısıdır ve araştırılması gerekir.





SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...