29 Şubat 2012

HER BEL AĞRISI FITIK DEĞİLDİR.

''Bel ağrısıyla ilgili doğru bilinen birçok yanlış var. Yanlış bilinenlerin yanında bir de yanlış uygulamalar var.''

Prof. Dr. İhsan ERTENLİ
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı
Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi

Erişkin yaş grubunda bel ağrısı sıklığı % 70-80’dir. Yani çoğumuzun hayatımızın bir döneminde beli ağrır. Ve yazık ki bel ağrısı ile halk arasında bilinenlerin çoğu yanlıştır. Her bel ağrısının bel fıtığı olduğundan uzun süre yatak istirahatının gerektiğine, film ve MR çekilmeden tanı koyulamayacağına, ameliyat olmadan iyileşme olmayacağına kadar birçok yanlış inanışın yanı sıra “bardak çekmek, sülük sarmak, bel çektirmek” gibi pek çok yanlış uygulama da sık gördüğümüz ve tehlikeli olabilecek uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çoğu hastaya beliniz ağrıyor mu? diye sorduğunuzda “evet benim bel fıtığım var” cevabını alırsınız. Oysa bel ağrılarının % 90-95’i “basit bel ağrısı” dediğimiz, mekanik olaylardan kaynaklı ağrılardır ve 4-6 hafta içinde ilaçla veya ilaçsız kendiliğinden geçer. Bel fıtığı, bel ağrısı nedenleri arasında yaklaşık % 5’lik bir grubu oluşturur. Bacak ağrısının eşlik ettiği veya daha baskın olduğu durumlara halk arasında “siyatik” denir, ki bu da aslında bir bel fıtığı bulgusudur. Yaygın inanışın tersine çoğu hastada ameliyat gerekmez, 4-12 hafta içinde iyileşme görülür. Ameliyat ancak ağır sinir basısına bağlı olarak güç-duyu kaybı olan durumlarda veya geçmeyen şiddetli ağrı varlığında gerekli olur.
 
“Alarm bulguları”


Bel ağrısı olan hastada “alarm bulguları” dediğimiz bazı bulgular bel ağrısının önemli olabileceği konusunda hekime ipucu verir. Hastanın yaşlı olması, ağrının travma sonrası ortaya çıkması, uzun süren şiddetli ağrı varlığı, ateş, kilo kaybı gibi infeksiyon varlığını veya sistemik hastalık varlığını düşündüren bulguların olması ve ”inflamatuar bel ağrısı” adını verdiğimiz tablonun görülmesi bel ağrısının önemli olduğunu ve ileri tetkikler ile araştırılması gerektiğini gösterir.

“Ankilozan spondilit” olabilirsiniz.

İnflamatuar bel ağrısı “ankilozan spondilit” dediğimiz ve omurgayı hareketsiz hale getiren hastalığın en önemli ve erken görülen bulgusudur. Erken teşhis ve tedavi ile uzun sakatlık gelişiminin engellenebilecek olması nedeniyle hastalığın erken tanısı çok önemlidir. Oysa bütün dünyada hastalığın iyi bilinmemesi nedeniyle tanıda ortalama 7-10 yıllık gecikme olmaktadır. Kırk yaşından önce başlayan, üç aydan uzun süreli, sinsi başlangıçlı, hareket ile azalan, istirahat ile artan, sabah kalkınca belde tutukluğu eşlik ettiği, gece sabaha karşı ağrının arttığı, yer değiştiren kalça ağrısın eşlik ettiği ağrı inflamatuar bel ağrısıdır ve araştırılması gerekir.





SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...