14 Mayıs 2011

OSTEOPOROZ Ağrı ile kendini göstermeyen sinsice ilerleyen bir hastalık.



Prof. Dr. Sedat KİRAZ

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Romatoloji Bilim Dalı Öğr. Üyesi


Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen Osteoporoz, kemiklerdeki kalsiyumun azalmasına bağlı yoğunluğunun ve dayanıklılığının azaldığı bir hastalık olup, tüm iskeletin zayıflamasına ve özellikle omurga, kalça ve el bileğinde kırıklara yol açar. Yıllar içinde gelişen omurga kırıkları hastanın boyunda kısalmaya yol açar; bel, sırt veya kalçada ağrı duyulması, omurlarda ezilme ve çökmeye bağlı vücudun öne eğilmesi, omurga, kalça ya da el bileğinde aniden kırık gelişmesi osteoporozun belirtileridir.

Kemik gelişimi anne karnındayken başlar ve 30 yaşlarına kadar devam eder. Kemik yapısının gelişiminde genetik faktörlerin yanı sıra hormonlar, 50 yaşın üstünde olmak, besleme alışkanlığı, fiziksel aktivite ve güneş ışınlarından yeterli yararlanabilme, ince vücut yapısı, hastalık veya sakatlık, hareketsizlik gibi yaşam biçimiyle ilgili faktörler çok önemli rol oynar.

Osteoporoz ve menopoz

Osteoporoz, özellikle menopoz sonrası dönemde her 3 kadından birinde görülmektedir. Kadınlarda östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte kemiklerdeki kalsiyum miktarı düşmeye başlıyor. Dolayısıyla, menopozla birlikte ortaya çıkan hormonal değişim, kadınlarda sık görülmesinin ana nedenidir.

Erkeklerde Osteoporoz

Yaşlı erkeklerde de yine testesteron hormonunun düşmesine bağlı kemik yıkımı artmaktadır. Yurt dışında yapılan çalışma sonuçlarına göre yaşam boyunca erkeklerin üçte biri osteoporoza bağlı kırık riski taşımaktadır. Sağlıklı bir erkekte kemik yoğunluğunun en önemli belirleyicisi testesteron yeterli düzeyde olmasıdır. Testesteron hormonunun azalmasıyla birlikte kemik yoğunlu da azalmaya başlar, güçsüzleşir. Ayrıca ağırlık ve kütle kas gücünde azalma gibi faktörler de etkilidir. 60 yaş üzerindeki erkeklerde en önemli risk faktörü, düşük vücut ağırlığı, kilo kaybı, kaslarda güçsüzlük ve sigara kullanımı olarak görülmektedir.

Osteoporoza bağlı kırıklar
Kemik yoğunluğunun azalması ve yaşlılıkla birlikte en sık omurga ve kalça kırıkları ile karşılaşılıyor. Her iki kırıklar da ölüm riski taşıyor.Yurt dışında yapılan kimi çalışmalarda %10-20 arasında kalça kırıklarına bağlı ölüm görülmektedir. Cerrahi operasyon sırasında ya da sonrasında damar tıkanıklığı ve akciğere embole atması gibi durumlar hastanın yaşamını yitirmesine neden olabilmektedir.

Değiştirilebilen risk faktörlerinin bilinmesi ve zamanında önlem alınması halinde hastalık ve buna bağlı kırıkların oluşması engellenebilir. Kalça ve diz bölgelerindeki kasların güçsüz olması, denge ve yürüme bozukluğuna yol açan hastalıklar, görme sorunları, uygun olmayan ev ortamı düşme riskini ve buna bağlı oluşabilecek kırık riskini artırır.

Kemik dansitometrisi ile ölçüm
Osteoporoz tanısı konulabilmesi için romatoloji uzmanı tarafından kişinin kas-iskelet sisteminin tam olarak muayene edilmesi ve altta yatan bir başka hastalığının olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Kemik dansitometrisi ile kemik yoğunluk ölçümlerinin yapılmaktadır.

Beslenme ve egzersiz
Kemik kütlesinin artırılabilmesi için özellikle 30 yaşına gelinceye kadar yeterli ve dengeli beslenilmesi, kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi gerekmektedir. Kalsiyum ve D vitamininden zengin diyet yapılması ve güneşten mutlaka yararlanılması gerekir. Kemik kaybını yavaşlatabilmek ve kas gücünü artırmak için düzenli egzersiz yapılması çok faydalıdır, bunun bir yaşam biçimi haline dönüştürülmesini öneriyoruz.

SEDEF HASTALIĞINDA EŞ ZAMANLI UYGULANAN PSİKOLOJİK TEDAVİLER SONUÇLARI POZİTİF ETKİLİYOR

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de topl...